Biber sıcağı seven bitkiler grubundandır. Optimal gelişme; sıcaklık, kısmen ışık yoğunluğu, toprak ve hava nemi gibi çevre faktörlerine bağlıdır.
Biberin optimal gelişme sıcaklığı 18-26 C dir. Biber erken devrelerde daha fazla sıcaklığa ihtiyaç duyar. Toprak neminin fazla, besin
maddelerince yeterli ve hava sıcaklığının 24-26 C olduğu zamanlar iyi gelişim gösterir. Gündüz sıcaklığı 21-26 C, gece sıcaklığı 15-17 C
olduğunda gelişme iyi olur. Gündüz sıcaklığının 32-35 C ve gece sıcaklığı 15 C nin altına düştüğünde bitki büyümesi yavaşlar, döllenme aksar.
Gündüz 32 C nin üzerinde biberin meyve bağlaması azalır. 32-35 C de çiçek dökülmeleri olur. 38 C nin üzerinde döllenme olmaz.
Biber yetiştiriciliğinde uygun değer hava oransal nemi % 60-70 dir.
Organik maddece zengin, çeşitli besin maddelerini içeren,
tınlı, tınlı-kumlu, su tutma kapasitesi iyi, çabuk ısınılabilir, derin, geçirgen,
iyi drene edilmiş topraklar biber için uygundur. Ağır-killi ve fazla su tutan topraklar ile tamamen kumlu topraklar biber tarımına uygun değildir.
Biber, kök sisteminin yüzeysel olmasından dolayı toprak neminin yüksek seviyede olması istense de, yetersiz drenajı olan ağır topraklarda aşırı
sudan etkilenir.
Toprak pH sı optimum 5,6-6,8 olmalıdır. pH=5,2’den düşük topraklar iyi değildir. Yüksek pH durumunda ise P, Fe, Mn, Zn, Cu gibi
mikro elementlerin alınabilirliği azalır. Biber toprak tuzluluğuna oldukça duyarlıdır.
Toprak EC’si 1,5 mS’un altında olmalıdır.
BİTKİ BESİN NOKSANLIĞI OLMASINI BEKLEMEYİN
Besin elementi eksikliği görülen bitkiler daha az dirençlidir ve çeşitli hastalıklara karşı daha duyarlıdır.
Bitki besin noksanlığı görülmeden, düzenli bitki besleme yapınız. Her sene toprak analizlerinizi yaptırın.
Aşağıdaki noksanlıklar görüldüğünde, “ARAMAKTAN ÇEKİNMEYİN”
Bahçenize en uygun gübreyi seçmenize yardımcı olalım.
Noksanlıkların önüne geçmek için, ilk yapraklar serçe gagası kadar olduğundan itibaren düzenli gübre kullanınız.
Noksanlıklar yaprakta görüldüğü anda müdahale edilirse noksanlık düzelebilir, noksanlık meyveye geçtiğinde geriye dönüş yoktur.
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE DEMİR NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Biber yetiştiriciliğinde demir noksanlığını yönetmenin en iyi yolu sulama ve toprak pH'ını yönetmektir.
Demir noksanlığına maruz kalan yaprakların görünümleri oldukça tipiktir.
En ince damarlar dahi yeşil kalarak bu damarlar arasındaki kısımlarda renk tamamıyla sarıya döner.
Geniş yapraklı bitkilerde yapraklar adeta sarı zemin üzerinde yeşil bir ağ manzarası gösterirler.
Biber yetiştiriciliğinde demir noksanlığı çok şiddetli olduğu durumlarda, damarlar da sararır.
Bazı bitkilerde yapraklarda kahverengi nekrozlar oluşabilir.
Biber yetiştiriciliğinde demir noksanlığı çok şiddetli olması halinde yeni çıkan yapraklarda hiç klorofil bulunmadığı için yaprak beyaz bir renk alır.
Kimi zaman demir noksanlığı belirtileri magnezyum noksanlığı belirtileri ile karıştırılabilir.
Dikkat edilecek husus magnezyum noksanlığının yaşlı yapraklarda görülmesi, buna karşılık demir noksanlığının ise
genç yapraklarda, bitkinin tepe kısımlarında,sürgün uçlarında görülmesidir.
Biber yetiştiriciliğinde demir noksanlığı hafif olması durumunda, en son çıkan genç yapraklar başlangıçta sarımsı yeşil olur.
Noksanlık ilerledikçe damarlar arasında renk tamamen sarıya döner.
Damarlar ise kesin sınırlarla yeşil kalırlar.
Bitkilerde demir noksanlığı sorununun çözülmesini güçleştiren sebeplerden biri de, bitki cins ve türleri ve çeşitler arasında demiri kullanma kabiliyetleri
bakımından önemli farklılıklar bulunmasıdır.
Bu farklılık hem inorganik demirden, hem de demir kleytlerinden yararlanmada görülebilmektedir.
Aynı toprak üzerinde, aynı koşullar altında yetiştirilen aynı türden farklı iki bitki çeşidinden biri şiddetli demir noksanlığı semptomları gösterirken, diğeri
tamamen normal gelişebilmektedir.
Bu durum bazı bitkilerin demir stresi altında kalınca, demir alımını artıracak bir mekanizmaya sahip olmalarından ileri gelmektedir.
Bazı bitkiler ise, genetik olarak böyle bir mekanizmaya sahip değildirler.
Demir tresi olunca, demir alımını ve demirin yarayışlılığını artıracak genetik özelliğe sahip bitkiler "demir - etkin" bitkiler olarak adlandırılır.
Demir etkin olmayan bitkilerin demir noksanlığından kurtarılması çok zor ve pahalıdır.
Aynı bitki türünün çeşitleri arasında demir etkin olan ve olmayan çeşitler vardır.
Örneğin soya, domates, mısır gibi bitkilerin bazı çeşitleri demir etkin özelliğe sahiptir, bazı çeşitleri ise değildir.
Demir sorunu olan toprakların üzerinde bu bitkilerin tarımı yapılacaksa, en iyi tedbir, demir etkin çeşitleri yetiştirmektir.
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FOSFOR NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Biber yetiştiriciliğinde fosfor noksanlığı, fosfora daha çok ihtiyaç duyan genç bitkilerde yaşlı bitkilere göre daha erken fark edilir.
Ayrıca vejetasyon mevsiminin başlarında soğuk (ıslak) topraklarda da fosfor noksanlığı meydana gelebilmektedir.
Fosfor noksanlığında en çok çiçek, meyve, tohum gibi generatif organlar zarar görür.
biber yetiştiriciliğinde fosfor noksanlığı ağacın büyümesini yavaşlatır.
Biber yetiştiriciliğinde fosfor noksanlığında, Biber fosfor noksanlığına şiddetli reaksiyon verir.
pH analizini mutlaka yaptırın.
Yapraklar sert ve dik yapıda ve koyu yeşil veya mavimsi yeşil görünümdedirler.
Biber yetiştiriciliğinde fosfor noksanlığında
Yaprakların altında, damar boyunca kırmızımsı menekşe renk oluşumları görülür.
Yapraklar geriye doğru kıvrılır.
Yaşlı yapraklar sarıya döner, kahvemsi siyah lekeler oluşur ve erken ölürler.
Gövde ince ve lifsi bir hal alır ve gövdede koyu menekşe lekeler oluşur.
Çiçeklenme ve meyve tutumu zayıflar.
Biber yetiştiriciliğinde fosfor noksanlığıında
Meyveler küçük ve sert bir yapıda olup olgunlaşmadan, vakitsiz sararır.
Gerek inorganik gerekse organik fosfor bileşiklerinde bulunan fosfordan
bitkilerin faydalanabilmesi için bunların parçalanarak fosforun, fosfat anyonlan haline dönüşmesi gerekmektedir.
Serbest halde bulunan fosfat anyonlarından bitkiler kolay yararlanmakla beraber, birçok toprak da fosfat anyonlarının serbest halde kalabilmesi güçtür.
Gübrelerle verilen fosforun dahi büyük bölümü hızla bitkilerin faydalanamayacağı formlara dönüşebilmektedir.
Özellikle kireçli ve pH'i yüksek
topraklarla, fazla derecede asit topraklarda bitkilerin fosfordan faydalanması zordur.
Fosfor, bitkinin generatif organlarında diğer organlara göre daha çok bulunur.
Ayrıca fosfor bitkinin daha çok generatif gelişmesi üzerine etkili olan bir element olarak bilinir.
Biber yetiştiriciliğinde fosfor noksanlığından en çok çiçek, meyve, tohum gibi generatif organlar zarar görür.
Bununla birlikte fosfor noksanlığı bitkinin vegetatif gelişmesini de olumsuz etkiler.
Fosfor noksanlığı olan bitkilerde büyüme geriler. Tahıllarda başaklanma olumsuz etkilenir.
Meyve ağaçlarında sürgün ve tomurcuk oluşumu azalır.
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BOR NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Bor noksanlığı, bitkilerde en çok görülen mikro besin noksanlığıdır.
Dünya çapında en yaygın mikro besin noksanlığıdır ve mahsul üretiminde ve mahsul kalitesinde büyük kayıplara neden olur.
Bor noksanlığı bitkilerin vejetatif ve üreme gelişimini etkiler, hücre genişlemesinin engellenmesine,
meristemin ölümüne ve doğurganlığın azalmasına neden olur.
Bitkiler hem suda çözünür hem de çözünmez biçimde bor içerir.
Sağlam bitkilerde suda çözünebilen bor miktarı, sağlanan bor miktarı
ile dalgalanma gösterirken çözünmeyen bor ise değişmez.
Bor noksanlığının görünümü, suda çözünmeyen borun azalması ile çakışmaktadır.
Çözünmeyen borun fonksiyonel form olduğu, çözünür borun ise fazlalığı temsil ettiği görülmektedir.
Bor, yüksek bitkilerin büyümesi için gereklidir. Elementin birincil işlevi bitkilerde hücre duvarına yapısal bütünlük sağlamaktır.
Diğer işlevler muhtemelen plazma zarının ve diğer Metabolizma yolların bakımını içerir.
Bor, oksidasyon ve fotosentez süreçlerini aktive eder.
Biber yetiştiriciliğinde bor noksanlığında küçük genç yapraklar kalınlaşmış ve kırılabilir yapıda oluşurlar, kahverengi nekrotik lekeler vardır.
Yaşlı yapraklar sari renkli olup, kenarlarda renk kahveye dönüktür.
Biber yetiştiriciliğinde bor noksanlığında gövde zayıf bir yapıya sahiptir.
Biber yetiştiriciliğinde bor noksanlığında, noksanlığın çok şiddetli olması halinde büyüme noktaları ölür, gövdede morumsu renk oluşur.
Meyve sayısı az ve içlerinde kararma görülür.
Bor, oksidasyon ve fotosentez süreçlerini aktive eder.
Bor noksanlığı ile, yapraklardan asimilatların hareketi bozulur ve fotosentez süreci yavaşlar, bitkilerin çiçeklenmesi ve gübrelenmesi
bozulur, boş çiçekler ortaya çıkar, bazen yumurtalıklar düşer.
Tohum verimi düşer
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇİNKO NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Biber
yetiştiriciliğinde çinko noksanlığının tipik belirtisi, daralmış, küçülmüş yapraklar ve Yaprakların rozetlenmesidir.
Yaprak yüzeyin de damar kenarları yeşil kalmak üzere, damar aralarında sari mozaik şeklinde lekeler oluşur.
Biberde çinko noksanlığında ağaçlarda cüce yaprak ve bozuk yapraklar oluşur
Noksanlık çok şiddetli değilse sadece yaprakları etkiler, sürgün gelişimi normal devam eder.
Biber yetiştiriciliğinde çinko noksanlığında, ancak noksanlık şiddetli ise sürgün gelişimi tamamen durur.
Yapraklarda kloroz, nekrotik lekeler görülür ve yapraklar bronzlaşır
Sürgünlerde meyve tomurcuğu sayısı azalır veya tamamen yok olur.
Bitkiler bodurlaşır küçülür
Biber yetiştiriciliğinde çinko noksanlığında en çok görülen bitki besin maddesi çinkodur.
Özellikle fosfor fazlalığı nedeniyle ortaya çıkan çinko noksanlığı, narenciyelerde çok yaygındır.
Yapraklarda 25 ppm in altında Zn bulunması halinde belirtiler görülür.
Sürgünlerde meyve tomurcuğu sayısı azalır veya tamamen yok olur.
Çinko uygulaması, alkali topraklarda çinko noksanlığını toprakta
Dolaysıyla bitki bodur görünümdedir.
Biber yetiştiriciliğinde çinko noksanlığında yaşlı yaprakların kenarları bazen yukarı doğru kıvrık olur ve gayri muntazam dağılmış, sarımsı yeşil lekeli bir görüntüdedir.
Klorozlu bölgelerde sonradan beyazımsı kahve ve kahve renkli nekrotik lezyonlar oluşur ve hızlı tüm yaprak yüzeyini kaplar.
Takiben yaprak kurur ve ölür, portakal veya gri renkli görünüm almıştır.
Başlangıçta damarlar etrafında dar bir şerit halinde yeşil alan kalır.
Orta yapraklar oluşumundan itibaren küçüktür ve koyu yeşil renklidir, kenarları az çok yukarı doğru kıvrıktır.
Yaprak sapına ucuna doğru, yaprak iyice daralır ve kıvrılır.
Yapraklar normalden kalın ve gevrek bir yapıdadır.
Yaprak ana damarlar bazen aşağı doğru kıvrılırlar.
Biber yetiştiriciliğinde çinko noksanlığında bazen, yaprakların özellikle alt yüzeylerinde damar renkleri menekşe menekşemsi kahve renk alırlar.
Yaprak tüylülüğü artar ve bunun neticesinde gümüşümsü gri yeşil bir renk sergilerler.
Meyveler küçük kızarırlar.
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE POTASYUM NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Don gibi olaylarda Hücre özsuyu ozmotik potansiyelini azaltır.
Biber yetiştiriciliğinde potasyum noksanlığında, yaprak kenarlarında sarımsı kahve renkli nekrozlar oluşur, geriye doğru kıvrılma ve olgunlaşmadan dökülme görülür.
Meyveler normalden küçük, ince kabuklu ve asidik olurlar.
Biber yetiştiriciliğinde potasyum noksanlığı çeken ağaçlarda turgor basıncı düşer ve su stresi olunca bitkiler gevşek dokulu bir hal alırlar.
Kuraklığa ve dona karşı dayanıklılık zayıflar.
Aynı şekilde hastalık etmenlerine ve tuzlu toprak koşullarına karşı bitkiler çok daha duyarlı olurlar.
Bitki dokularında ve hücre organellerinde anormal gelişmeler görülür.
Bitkide ksilem ve floem dokuların oluşumu geriler. Dokularda ligninleşme azalır. Bunun sonucu olarak potasyum noksanlığında gövde
zayıflar.
Yaşlı yaprakların ucunda kirli kahverengi
nekrotik lekeler
şeklinde görülmektedir.
Biber yetiştiriciliğinde potasyum noksanlığında yapraklar genelde koyu yeşil renkli olup yaşlı yapraklar griye çalan yeşil renktedir.
Yaşlı yapraklarda beyazımsı açık sarı noktalar halinde nekrozlar oluşur.
Biber yetiştiriciliğinde potasyum noksanlığında
Gövde ince, zayıf ve noksanlığın şiddetli olduğu durumlarda pek çok tarla Biberlerinde ise daha az görülen lekeli olgunluk potasyum
noksanlığı ile ilgili bulunmakta ve potasyum uygulaması ile giderilmekte veya azaltılabilmektedir.
Ürününü, meyve toplanmadan komisyonculara satan çiftçilerimiz: meyveyi büyütmek için SON POTASYUM uygulamasını komisyoncu yapsın
istiyorsunuz. Fakat komisyoncu maliyetten kaçmak için potasyum uygulamasını yapmıyor. Toprak ve ağaçlar sizin, potasyum
uygulanmadığı için gelecek sezonlardaki ağaç ve meyve sağlığını riske atıyorsunuz.
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE AZOT NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Biber yetiştiriciliğinde azot noksanlığı yaprakların küçük kalmasına, açık yeşil ve sarımsı renk almalarına, ileri aşamada kahverengine dönerek solmasına sebep olur.
Bitki sert ve dik bir görünümdedir.
Biber yetiştiriciliğinde azot noksanlığında Gövde ince, sert ve lifsi bir yapıdadır. .
Çiçekler ekseriya olgunlaşmadan dökülürler.
Biber yetiştiriciliğinde azot noksanlığında meyveler normalden küçük olurlar ve kızarmadan önce uzun bir sure açık yeşil renkli kalırlar.
Biber yetiştiriciliğinde bor noksanlığı Biberde bor noksanlığında küçük genç yapraklar kalınlaşmış ve kırılabilir
yapıda oluşurlar, kahverengi nekrotik lekeler vardır.
Yaşlı yapraklar sari renkli olup, kenarlarda renk kahveye dönüktür.
Gövde zayıf bir yapıya sahiptir.
Biber yetiştiriciliğinde azot noksanlığında,
Noksanlığın çok şiddetli olması halinde büyüme noktaları ölür, gövdede morumsu renk oluşur.
Meyve sayısı az ve içlerinde kararma görülür.
Özellikle organik madde miktarı çok düşük olan ülkemiz toprakları azot bakımından oldukça fakirdir.
Bu nedenle azotlu gübrelemeye sürekli olarak ihtiyaç duyulmaktadır.
Azot bitkide birçok önemli organik bileşiğin yapısında yer alır.
Proteinler, amino asitleri, nükleik asitler, enzimler, klorofil, ATP, ADP azot içeren önemli organik bileşiklerdir.
Bitkide yeni hücrelerin ölçümü için azot gereklidir.
Azot noksanlığında, bitkilerde büyüme oranı düşer.
Yani bitkinin büyümesi yavaşlar.
Bitki küçük kalır.
Erken yaşlanma, azotun sitokinin sentezi ve taşınması üzerine olan etkisinden kaynaklanmaktadır.
Sitokinin bitkinin kuvvetli büyümesini ve genç dönemi daha uzun sure kalmasını sağlayan bir hormondur.
Azot noksanlığında bu hormonun azalması bitkinin erken yaşlanmasına, diğer bir deyişle vegetatif gelişme periyodunun kısa olmasına neden olur.
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MAGNEZYUM NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Magnezyum klorofilin bir parçasıdır, bir dizi enzimin çalışmasını aktive eder, fosfor değişimine katılır.
Birçok bitkide magnezyum noksanlığı, akut yaprakta besin noksanlığı ile birlikte damarlar arasında yaprak kenarının
klorozuna yol açar.
Magnezyum açlığı genellikle fizyolojik olarak asidik mineral gübreler kullanıldığında gözlenir, çünkü eylemleri altında özellikle hafif kumlu topraklarda magnezyumun süzülmesi artar.
Magnezyum, Mg + 2 olarak emilen bir başka ikincil makro besin maddesidir.
Biber yetiştiriciliğinde magnezyum noksanlığında yaşlı yapraklarda damar aralarında, kenarlardan başlayıp içe doğru ilerleyen sararma şeklinde kloroz görülür.
Sonunda bütün yaprak sarıya döner.
Kahverengi lekeler oluşur.
Biber yetiştiriciliğinde magnezyum noksanlığında
Yapraklar gövdeye doğru sarkar ve ölür.
Magnezyum klorofilin bir parçasıdır, bir dizi enzimin çalışmasını aktive eder, fosfor değişimine katılır.
Biber yetiştiriciliğinde magnezyum noksanlığında akut yaprak noksanlığı ile birlikte damarlar arasında yaprak bıçağının klorozuna yol açar.
Magnezyum açlığı genellikle fizyolojik olarak asidik mineral gübreler kullanıldığında gözlenir, çünkü eylemleri altında özellikle hafif kumlu
topraklarda magnezyumun süzülmesi artar.
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MANGAN NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Biber yetiştiriciliğinde mangan noksanlığında noksanlık kendini yapraklarda ince damarlar arasında renk açılması şeklinde belli eder.
En ince damarlar dahil, yeşil damarlar arasında, damarlarla çevrelenmiş açık renkli adacıklar halinde bir görüntü oluşur.
Oldukça tipiktir.
Daha sonra hücrelerin ölmesi neticesinde yaz lekeler kahverengine döner.
Yaprak saplan ve gövde üzerinde de kahve ve siyah kahve renkli nekrotik lekeler oluşur.
Biber yetiştiriciliğinde mangan noksanlığında noksanlık sürerse büyüme noktaları ölür.
Noksanlık şiddetli ise çiçek ve meyve azalır.
Biber yetiştiriciliğinde mangan noksanlığında meyvede şeker ve C vitamini kapsamı düşük olur.
Biber bitkisi derin köklü bir bitki olduğu için, toprağın derin sürülerek dikkatle hazırlanması gerekir.
Tarla tabanının 50 cm altında pulluk tabanı denilen geçirgen olmayan bir tabaka varsa bu tabaka sonbahar başlarında
özel pulluklarla kırılmalıdır.
Sonbaharda dekara 3-4 ton iyi yanmış ahır gübresi atılarak derince sürülmesi gerekir.
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KALSİYUM NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka ""Bitki Besleme Uzmanlarından"" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Özellikle kurak ve yarı kurak bölge topraklarında yıkanma olmadığı için, fazla doygunluk oranı yüksektir.
Toprakta bulunan bazik elementler içinde kalsiyum başta gelmektedir.
Kireçli ana materyal üzerinde oluşmuş kurak bölge topraklarında kalsiyum diğer bazı besin elementlerinin, özellikle mikro
elementlerin alınmasında antagonisık etki yaratacak kadar fazla bulunabilmektedir.
Türkiye topraklan da bu özellikler taşıdığından, topraktan kalsiyumlu gübreleme yapılmasına pek gerek duyulmamaktadır.
Ancak asit karakter taşıyan yerlerde kireçleme amacıyla kalsiyumlu bileşiklerin kullanılması söz konusu olmaktadır.
Bununla birlikte bazı faktörlerin etkisiyle bitkilerde kalsiyum noksanlıkları görülmektedir.
Bitkilerin meyve ve depo organlarına kalsiyum akışında ortaya çıkan azalmalar kalsiyum noksanlığına bağlı problemler yaratır.
Topraklarda genellikle ihtiyacı karşılayacak düzeyde kalsiyum bulunur.
Özellikle kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde yıkanma olmadığından Ca oranı oldukça fazladır.
Hatta bazı yerlerde diğer bazı mikro elementlerin alımını engelleyecek kadar fazla olabilmektedir.
Bu sebeple ülkemizde topraktan Ca ilavesine pek ihtiyaç duyulmaz.
Ancak yağışlı bölgelerde yıkanmanın çok fazla olduğu yerlerde topraktan Ca gübrelemesi gerekebilir.
Bazı bitki hastalıklarında kalsiyumun etkisi (Rahman & Punja, 2009)
The effect of calcium on some plant diseases (Rahman & Punja, 2009)
Bitki |
Hastalık |
Patojen |
Armut |
Köşe çürüklüğü |
Phialophora malorum |
Avokado |
Kök çürüklüğü |
Phytophthora cinnamomi |
Biber |
Kurşuni küf |
Botrytis cinerea |
Brokoli |
Kök uru |
Plasmodiophora brassicae |
Buğday |
Çizgi hastalığı |
Cephalosporium gramineum |
Domates |
Külleme |
Erysiphe orontii |
Elma |
Acı çürüklük |
Colletotrichum gloeosporioides |
Elma |
Alternaria çürüklüğü |
Alternaria spp. |
Elma |
Botrytis çürüklüğü |
Botrytis cinerea |
Fıstık |
Aflatoksin |
Aspergillus flavus |
Fıstık |
Kapsül çürüklüğü |
Pythium myriotylum |
Gül |
Kurşuni küf |
Botrytis cinerea |
Havuç |
Güney yanıklığı |
Sclereotium rolfsi |
Havuç |
Kavite lekesi |
Pythium coloratum |
Havuç |
Siyah kök çürüklüğü |
Chalara elegans |
Hıyar |
Kök çürüklüğü |
Pythium splendens |
Hıyar |
Kurşini küf |
Botrytis cinerea |
Kahve |
Yaprak lekesi |
Mycena citricolor |
Kavun |
Meyve çürüklüğü |
Myrothecium roridum |
Lahana |
Kök uru |
Plasmodiophora brassicae |
Nektarin |
Rhizopus çürüklüğü |
Rhizopus stolonifer |
Patates |
Yumuşak çürüklük |
Erwinia carotovora |
Patlıcan |
Kurşini küf |
Botrytis cinerea |
Pirinç |
Kılıf çürüklüğü |
Sarocladium oryzae |
Şeftali |
Leucostoma kanseri |
Leucostoma persoonii |
Şeftali |
Meyve monilyası |
Monilinia fructicola |
Turunçgil |
Phytophthora kök çürüklüğü |
Phytophthora nicotianae |
Üzüm |
Penicillium çürüklüğü |
Penicillium digitatum |
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BAKIR NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Bitkilerin bakır ihtiyacı oldukça düşük düzeydedir.
Birçok bitkinin bakır kapsamı kuru maddede 2 - 20 ppm arasındadır.
Bitkilerde bakır noksanlığı pratikte fazla rastlanan Ar durum değildir.
Organik madde miktarı çok yüksek olan topraklarda veya pit topraklarda bakır noksanlığı görülebilmektedir.
Bunun nedeni organik maddenin bakırı çok kuvvetli bağlamasıdır.
Bakır noksanlığının sık görülmeyişinin nedeni, bitkilerin düşük olan ihtiyacını karşılayacak kadar toprakta bakır bulunması,
bitkilere verilen birçok zirai mücadele ilacının önemli miktarda bakır içermesi, kullanılan gübrelerin safsızlık olarak bir
miktar bakır içermeleri ve hayvan gübrelerinin bakır içermesidir.
Topraksız yetiştiricilikte, yetiştirme ortamına yeterli miktarda bakır verilmediği takdirde bakır noksanlığı görülecek ve
bitki normal gelişmeyecektir.
Genel bir ortalama olarak yapraklarda 5 ppm bakır yeterli olmaktadır.
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MOLİBDEN NOKSANLIĞI
Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın,
onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.
Bitkiler için gerekli besin elementleri arasında toprakta en düşük miktarda bulunan molibdendir.
Normal bir tarım toprağının alınabilir molibden kapsamı çok kaba bir ortalama olarak 0.2 ppm kadardır.
Bununla birlikte bitkilerin molibden gereksinimleri çok düşük olduğundan, çoğu toprakta bulunan molibden miktarı bitkilerin
gereksinimini karşılamaya yeterli olmaktadır.
Bu nedenle bitkilerde molibden noksanlığı sık görülen bir durum değildir.
Ancak asit topraklar (pH 5.5'den küçük) üzerinde yetiştirilen bitkilerde kimi hallerde molibden noksanlığı görülmektedir.
Bitkide 0.1 ppm Mo bulunması bitki için yeterli olmaktadır.
Marul, ıspanak, Biber, pancar ve turunç türleri de molibdene karşı duyarlılıkları yüksek bilinirler.
Baklagil bitkilerinin kökler simbiyotik yaşayan Rhizobium bakterilerinin molibden gereksinimlerinin yüksek oil nedeniyle
baklagil bitkileri için de molibdenin önemi yüksektir.
BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÖRÜLEN HASTALIK VE ZARARLILAR
Bakteriyel
Benek
Hastalığı
Bakteriyel
Kanser ve
Solgunluk
Bakteriyel
Leke
Hastalığı
Kök Boğazı Yanıklığı Hastalığı
Öz
(Gövde)
Nekrozu
Hıyar Köşeli
Yaprak
Lekesi
Kök
Çürüklüğü
(Çökerten)
Külleme Hastalığı
Beyaz
Çürüklük
Hastalığı
Kurşuni
Küf
Hastalığı
Biber
Mozayik
Virüs
Domates
Lekeli
Solgunluk V
Hıyar
Mozayik
Virüsü
Pis kokulu
Yeşil
böcek
Biber
Galsineği
Sebzelerde Beyaz
sinek
Sebzelerde Bozkurt (Agrotis spp.)
Danaburnu (Gryllotalpa gryllotalpa)
Pamuk
Yaprak
kurdu
Sarı
Çay
Akarı
Sebzelerde
Tel
kurdu
Yeşil
kurt
Yaprak
Galeri
Sinekleri
Önemli Not:
Bahçenizi her ilaçlamanızda eğer sulama veya ilaçlama suyunuzun pH sı 8 - 8.5
ise muhakkak Wet yayıcı yapıştırıcı kullanınız.
(Ülkemizin birçok yöresinde toprak ve su pH sı 8- 8.5 hatta 9 a kadar
çıkmaktadır.)
Üretilen bütün ilaçlar 6 - 7 pH aralığına göre üretilmektedir. en Kaliteli
ilaçlar dahi 6 ila 15 dakika arasında, % 30 varan oranlarda etkisini
kaybetmektedir. (Kesilmiş yoğurt örneği gibi)
Buda ilacınızın etkisinin azalmasına neden olacaktır.
Bu nedenle bizim tavsiyemiz holderinize, tankınıza veya sırt pompanıza,
TANK SIRALAMASI Sırasıyla (SIRALAMAYA BOZMAYIN)
1 |
WET |
PH DÜŞÜRÜCÜ- YAYICI YAPIŞTIRICI
İlaçlama suyunun PH sını düşürür, ilacın bozulmasını önler.
İlaçlar bitkiye uygulandıktan sonra ilacın yaprağa yayılmasını sağlar, yapraktan
akmasını önler.
|
|
2 |
Bitkisel menşeili Amino asit içeren Organik gübre |
ORGANİK SIVI GÜBRE
Bitkinin düzgün ve dengeli beslenmesini sağlar. Meyvelerin albenili, parlak,
renkli, iri, dayanıklı, sert, ağır, lezzetli ve hoş kokulu olmalarını sağlar.
|
|
3 |
İNSEKTİSİT
|
BÖCEK İLACI
Zararlı dönemine göre, sayfanın en altındaki zararlılara karşı, bir ilaç
kullanın. İlaçların kullanma - hasat sürelerine dikkat edin. |
|
4 |
FUNGUSİT
|
MANTAR İLACI (Ayrı bir kapta karıştırdıktan sonra)
Hastalık dönemine göre, sayfanın en altındaki zararlılara karşı, bir ilaç
kullanın. İlaçların kullanma - hasat sürelerine dikkat edin. |
|
5 |
DİĞER |
Teknik elemanlarımızca önerilen diğer iz elementler. |
|
Mümkün olduğunca hepsini bir arada kullanmaya çalışın, maliyetleri düşürün.
AŞAĞIDAKİ ÜRÜNLERİ HER SENE DÜZENLİ KULLANIN
Kireç çözücü |
Sezon başında kireçli topraklarda muhakkak kullanılmalı. Kılcal köklerin
etrafını sarmış kireç kaymak tabakasını yok eder.
Toprakta bağlanmış demir, fosfor ve fosfatlar açığa çıkar, bitki bunları
kullanır. defalarca demir ve fosforlu gübreler kullanmanıza gerek kalmaz. |
DÖNÜME 1 KG
damla sulama ile |
|
KÖKLENDİRİCİ
|
Hücre bölünmesini hızlandırır. Dolayısıyla, bitkinin büyümesi ve gelişmesi de
hızlanır. Kök oluşumunu ve gelişimini hızlandırır. Köklerİ kuvvetlendirir.
Köklerin, özellikle uzunlamasına, büyümesi ve gelişmesi üzerine uyarıcı etkisi
vardır.
|
|
|
Bitkisel menşeili
katı organik gübre
|
Çiçeklenmeden önce 1. uygulama,
meyve tutumunda 2. uygulama,
hasattan 45 gün önce 3. uygulama yapılır
Gereksinim duyulan bütün dönemlerde 300 gr / 100 lt su ile olmak üzere 2
uygulama.
|
200-300
|
|
DEMİRLİ GÜBRE
|
En sık görülen bitki besin noksanlığıdır. Toprak olumsuzlukları bitkilerin,
toprakta olan demiri kullanmasını engeller
Toprak analizlerini mutlaka yaptırın |
125-150 cc |
|
POTASYUMLU GÜBRE
|
Ürünün RENK ve AROMA sını AĞIRLIK ve KALİTE sini İRİLİK ve SERT liğini
belirleyen potasyumu yüksek oranda içerir. Özellikle meyve ve sebze
yapraklarında görülen yaprak kenarındaki kurumayı önler ve ürün artışını sağlar.
|
|
|
DAMLA SULAMA
|
AZOT, FOSFOR, DENGELİ, POTASYUM
Her dönem düzenli kullanılmalı. Bitkinin NPK sı karşılanmalı
|
2-3 kg |
|
Her ilaçlamada yaprak gübresi muhakkak kullanılmalıdır. Yaprak gübreleri
bitkilerin strese girmesini önler. Bitkilerin mikro element ihtiyaçlarını
karşılar. Meyve tutumunu ve meyvelerin kalitesini arttırır.
İklim ve Toprak İsteği
Biber ılık ve sıcak iklim sebzesidir. Biberin en uygun sıcaklık isteği 2O-30 C dir. Bitkiler 5 C ye kadar hayati işlevlerini devam
ettirirler. Yalnız 8 C den sonra çiçek tomurcuklarının oluşumu durur. Bitkiler O C ve bazen 2 C ye kadar olan çok kısa süreli
soğuklan nadiren donmadan atlatırlar. Çünkü sıcaklık eksi 2-3 C'ye düştüğü zaman tamamen zararlanır. Soğuğun, uzun süre devam etmesi
halinde O C'nin altındaki sıcaklıklarda ölüm meydana gelir. 35 C’nin üstündeki sıcaklıklarda bitki gelişmesi ve büyümesi çok
yavaşlar. 45 C'nin üzerindeki sıcaklıklarda büyüme tümüyle durur. Yüksek sıcaklıklarda meyvelerde acılaşma da başlar. Sıcaklık ile
birlikte toprak rutubetini de sever. Bitkilerin iyi bir gelişme göstermesi düzenli sulamaya bağlıdır. Diğer taraftan gereğinden
fazla sulamadan da kaçınılmalıdır. Sıcaklığın biberlerde meyve bağlama ve olgunluğu üzerine de etkisi vardır. Örneğin, iri kampana
biberleri üzerinde yapılan çalışmada. bunların 15-21 C lerde yüksek oranda meyve bağladıkları ve dolayısıyla çok iyi sonuç
verdikleri görülmüştür. Bunun yanında sıcaklık 15 C nin altına düştüğü ve 32 C nin üzerine çıktığı durumlarda da sonuç iyi
olmamıştır. Diğer taraftan acı ve tatlı biberler üzerinde yapılan çalışmalarda, acı biberlerin tatlı biberlere nazaran fazla
olmamak şartlıyla yüksek sıcaklığa karşı daha toleransılı oldukları belirlenmiştir. Biberlerin gün uzunluğuna karşı nötr oldukları,
bununla birlikte, ışık şiddetinden kısmen hoşlandıkları görülür. Işık yoğunluğunun düşmesi bitkilerde bol yapraklı bir görünüm
kazandırır. Çiçek tomurcuklarının oluşumu durur. Meyve verimi azalır. Buna karşılık, ışık şiddetinin artması meyve oluşumu artırır.
Biberler ışık ve sıcaklık yanında nemden de hoşlanır. Kuru bir ortamda iyi gelişmez. Biberler hiçbir zaman susuz bırakılmamalıdır.
Toprakta devamlı % 60-70 nem bulunmalıdır. Sudan hoşlanması yanında, fazla suya karşı kökler duyarlıdır. Çabuk çürür ve hastalanır.
Suyun azalması ile meyveler küçük kalır ve irileşmez. Çoğu kez çiçek silkmeleri görülür. Aynı durum suyun düzgün verilmemesi, yani
bir bol sulamadan sonra, bitkiyi uzun süre susuz tutup tekrar bol su vermekle de ortaya çıkar. Genelde toprak istekleri fazla
değildir. Kökler narin yapıda olduklarından ağır, killi, havasız, su tutan topraklarda yetişmez. Buna karşın kumlu topraklarda,
su ve besin maddesi temin edildiğinde sonuç olumludur. Biberler tınlı-kumlu, tınlı-hafif killi, organik maddesi zengin topraklar
üzerinde en iyi gelişmeyi ve verimi verir. Toprak pH’sının 6.0-6.5 olmasını ister.
Yetiştirme Tekniği
Biber tohumları viyollere ekilir. Birçok yetiştiricinin yaptığı gibi serpme ekim yapılması önerilmez. Çünkü bakım işlerinin
kolaylığı ve fidelerin pişkin olarak yetişmesi için viyollere ekim tercih edilmelidir. Viyollere standart tohum kullanırken 3-4,
hibrit tohum kullanırken 1 adet tohum tohumun 2-3 katı derinliğe ekilir. Tohum ekim zamanı bölgelere göre değişir. Fidelerin
açıktaki yerlerine dikim zamanı göz önünde tutularak tohum ekim zamanı belirlenir. 10-15 günde tohumlar çimlenerek çıkışlar başlar.
Fideliğin gece sıcaklığının 10 C gündüz ise 20-25 C nin altına düşmemesi gerekmektedir. Viyolede tohum çıkışının iyi olması için
toprak neminin korunması gerekmektedir. Fazla nemi olduğu zaman ise tohumlarda çürümeler meydana gelmektedir. Fidelilerde yapılacak
bakım işleri; ot alma, zamanında sulama, gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadeledir Biber yetiştirilecek arazi belirlenen
gübrelerle gübrelenir, toprak işlemesi yapılır. Biberler düzenli sulanarak yetiştirildiklerinden ve karık usulü sulama yapıldığından
yetiştirme yerinde masuralar hazırlanır. Özellikle kök boğazı yanıklığı hastalığına karşı (Phytophtora capsici Leonian) en etkin
kültürel önlem damla sulama yapılmasıdır. Böylece hastalığın su ile yayılması önleneceğinden etkin bir mücadele edilmiş olur. Bunun
için tek veya çift sıralı yetiştirme yapılacağına göre: tek sıralı yetiştirmelerde 0.25-0.30 m genişliğinde. çift sıralı
yetiştirmede ise 0.40-0.60 m genişliğinde ve uygun uzunlukta masuralar hazırlanır. Sıra üzeri aralık ise çeşide ve bölge şartlarına
göre 0.20-0.50 m olabilir. Don tehlikesi tamamen kalktıktan ve sıcaklık 15 C civarında olduğu zaman dikime başlanır. Biber fideleri
domates ve patlıcan fideleri kadar hassas olmadıklarından topraksız olarak da dikilebilirler. Fideler kök bölgesi seviyesine kadar
toprağa dikilmelidir. Derin dikimler birçok hastalığın daha ilk dikimde bitkilere zarar vermesine neden olmaktadır.
Fidelerin köklerinin zedelenmeden çıkarılmasına özen gösterilir. Fidelerin kolay sökümünü sağladığı için sökümden önce sulanması
gerekmektedir. Viyollere tek tohum atılmış olanlarda ise viyolden fideler toprağı ile çıkarılarak dikimleri yapılır. Hastalığın
olduğu yerlerde bu dikim sistemi önerilmez. özellikle (Phytophtora capsici Leonian) biberde kök boğazı yanıklığı hastalığı görülen
yerler için bu dikim sistemi önerilmez. Toprağında hastalık bulunan bölgelerde en uygun sulama damla sulamadır. Fideler açıktaki
yerlerinde gelişmeye başladığı andan itibaren yapılacak bakım işleri başlar. Dikimden yaklaşık 20 gün sonra birinci, bundan 3-4
hafta sonra ikinci, bundan 3 hafta sonra da üçüncü çapa yapılır.
SU İSTEKLERİ
Biber suyu çok seven bir bitkidir. Optimum toprak nemi tarla kapasitesinin % 70-80 civarında, hava oransal neminin
% 60-70 civarında olması istenir.
Nemli şartlarda kök aktivitesi artar.
Nem yetersiz olduğunda büyüme yavaşlar, gövde odunlaşır, meyve
tutumu azalır, meyveler küçük kalır ve çiçek dökümleri meydana gelir.
Uzun süre su verilmezse önemli ölçüde verim kaybı olur.
Suyun düzenli
ve belirli aralıklarda verilmesi gerekmektedir. İlk çiçeklenme başladığı dönemlerde bitkiler kuraklığa oldukça duyarlıdır. Bu sebeple bu
dönemde sık aralıklarla hafif sulamalar yapılabilir.
Kökler fazla suya da çok duyarlıdır. Çabuk çürür ve hastalanır.
Saçak kök yapısı
nedeniyle biber az ve sık su ister.
Meyveye bağlama zamanı aşırı yağışlar cılız meyve bağlamaya neden olur. Meyveler antraknoz hastalığına
karşı hassaslaşır.
Sıcak havalarda, kumlu topraklarda her 2-3 günde bir, ağır topraklarda 3-7 günde bir sulama yapılmalıdır.
FİDE YETİŞTİRME
Tohumların çimlenme oranının % 100 olması istenir. Hibrit tohumlarda çimlenme oranının % 97’den az olmaması istenir. Standart biber
tohumlarında % 80’lerin altına düşmemesi istenir. Bu nedenle 1 dekara gereken fide için tohumların çimlenme oranı göz önüne alınarak belirli
oranlarda fazla ekim yapmak gerekir.
Fide yetiştiriciliği çiftçinin kendi imkanlarıyla ve günümüzde oldukça yaygınlaşan hazır fide yetiştiren kuruluşlar tarafından yapılmaktadır.
Çiftçiler kendi yetiştireceği fide için ortam olarak genellikle çiftlik gübresi, torf, kompost, toprak, kum gibi ortamlar kullanırlar.
Fide yetiştiren kuruluşlar genellikle torf, perlit, vermikulit gibi materyaller kullanırlar. Fide yetiştirme ortamı materyallerinin havalanma
ve drenaj özelliği iyi olmalı, pH=6-7 oranında olmalı, hastalık zararlı ve yabancı ot tohumlarından arı olmalıdır.
Hayvan gübresi, kum ve toprak karışımlarında 1:1:1 oranı veya 2:1:1 oranı uygulanmalıdır. Hayvan gübresi iyice yanmış ve elenmiş, kum elenmiş
dere kumu, toprak elenmiş tınlı bahçe toprağı olmalıdır.
Tohumlar önce sıcak yastıklara ve kasalara ekilir.
Tohumlar çimlenip ilk gerçek yapraklar görüldükten sonra plastik torbalara şaşırtılır.
6-7 yaprak olunca araziye şaşırtılır.
Viollere de ekim yapmaktadırlar ve tohumlar direkt olarak ekilmektedir. Viollerde yetişen fideler doğrudan araziye dikilir. Son yıllarda
çiftçilerimiz fideyi kendisi üretmek yerine hazır fide kullanımına yönelmektedirler.
Hazır fide, işçilikten tasarruf sağlar, tohum kaybı
söz konusu değildir, çiftçimiz direkt fide olarak temin eder.
Hazır fideler hızlı büyür standart boyda olurlar dikim yapıldığı zaman hepsi aynı anda çiçeklenme gösterir.
Bu nedenle verim artar, erkencilik söz konusudur.
BİBER ÇEŞİTLERİ
Türkiye’de yetiştirilen biber çeşitleri şekil ve kullanım amaçlarına göre 5 grup altında toplanır.
Dolmalık Biberler,
Sivri Biberler,
Çarliston Biberler,
Sanayiye Uygun Biberler,
Küçük Meyveli,
Acı Biberler.
FİDE DİKİMİ
Tarlada fidelerin yerlerine dikilmesi için toprağın 20-30 cm derinlikte iyice işlenmesi ve ufalanması gerekmektedir.
Sulama salma olarak yapılıyorsa suyun bitki kök boğazına değmesi istenmez. Kök boğazı hastalıkları meydana gelir.
Suyun özellikle damlama sistemleriyle verilmesi arzu edilir. Biberlerde düz alana dikimden ziyade sırta dikim yapılmalıdır.
Bunun için tarla sürüldükten sonra tahta ve masuralar yapılır. Tahtalar 80-120 cm, masuralar 40-60 cm genişlikte olur.
Tahtalara 2-4 sıra, masuralara ise tek veya çift sıra dikim yapılır. Fideler sıra arası 60-80 cm, sıra üzeri 30-50 cm olarak dikilir.
SULAMA
Sulamanın amacı, bitki gelişmesi için gerekli olan fakat doğal yollarla karşılanamayan suyu, en kolay ve randımanlı bir şekilde kök bölgesinde
depolamaktır.
Toprak neminin tarla kapasitesi altına düşmesine fırsat vermeden sulama yapılmalıdır.
Sulama salma su olarak verilecekse az az
ve sık sulama, damlama sulama ile verilecekse ölçülü olarak, kimyasal gübrelerin eriyik halinde sistem içerisinde toprağa verilmesi sağlanmalıdır.
Biberin kök sistemi zayıf olduğundan, aşırı sulamalar besin maddelerinin yıkanmasına ve Phytophtoro Capsisi (kök boğazı yanıklığı) hastalığına
neden olur. Yağmurlama sulama hem tozlanmayı olumsuz etkiler hem de hastalıklar açısından olumsuzdur.
Karık sulama yapılacaksa karık boylarının
kısa tutulması gerekmektedir.
Damlama sulama yapılacaksa her iki sıra için bir lateral boru veya her sıra için bir lateral boru kafidir. Damlatıcılar kumlu topraklarda 40-50 cm,
orta ağır topraklarda 75-90 cm.ye kadar aralıklarla olabilir.
Damlama sulama yapılmıyorsa, dikimden bir süre sonra çift sıra dikimde, dar olan sıra aralarına sulama arkları açılmalıdır.
Karık usulü sulamada
suyu masura sırtlarına, kök boğazına kadar yükseltmemek, suyu masuraların yarı yüksekliğine geldiğinde kesmek gerekmektedir.