Ürünler Yetiştiricilik Süs bitkileri Yet Hastalıklar Zararlılar İletişim
Bitkilerin, Tüm Besin İhtiyaçlarını Karşılayan En Kaliteli Gübrelerin Toptan Satışı

Bağ & Yetiştiriciliği

Yetiştiricilik Bilgileri & Besin Noksanlıkları & Noksanlığın Giderilmesi & Hastalıkları & Zararlıları

Bağ yetiştiriciliğinde başarının temel şartı bağ kurulacak yörenin iklim ve toprak faktörleri ile Bağın çok iyi bir uyuşma içinde olmasını temin etmektir. Bu nedenle bir yere bağ tesis ederken iklim, toprak, mevki - yön, anaç ve çeşit seçimi gibi unsurları iyice etüt etmek gereklidir. Bağ gelişme devresi oldukça uzun olan bir bitkidir. Günlük ısı ortalaması 10 C yi bulunca gelişmeye başlar ve sonbaharda ısı ortalaması bu derecenin altına düşünceye kadar gelişmesini sürdürür. Her üzüm çeşidi meyveleri iyi bir şekilde olgunlaştırmak için belirli bir ısı toplamına ihtiyaç gösterir. Bağ kurulacak bölgenin yıllık aktif sıcaklık toplamının en az 16 C derece olması gerekir. Verimli bağcılık yapabilmek için, yıllık ortalama sıcaklık 9-21 C ve sıcak aylar ortalaması 17-20 C olmalıdır. Bağın gelişmesi için bir vegetasyon devresinde 29 C sıcaklık toplamına ihtiyaç olduğunu bildirmektedir.


Asma kökleri derine giden bir bitkidir. Bu yüzden yumuşak dokulu topraklardan hoşlanır. Bağlar yazları kurak veya az yağışlı yerlerde en iyi geliştiğinden bağ toprağının derin ve su tutma kapasitesinin yüksek olması istenir. Toprak yapısı köklerin gelişmesine müsait olduktan sonra fakir topraklarda bile yetişir. Yerli asmalar kendi kökleri üzerinde yetiştirildiğinde topraktaki kirece oldukça fazla tolerans gösterirler. Fakat, Amerikan asma anacı kullanılması gerekirse, toprak seçimine dikkat edilmesi gerekir. Bölgemizde, su geçirir olmak şartıyla killi topraklar çok verimli ve bağcılığa elverişli topraklardır. Tinli topraklar ise, kalite bağcılığı bakımından orta derecede, fakat kantite bağcılığı için besin maddelerince zengin topraklardır. Kalkerli topraklar şaraplık kırmızı üzüm çeşitlerinin sevdiği topraklardır. Ancak bazı Amerikan asma anaçları yetişmez. Humuslu toprakların bağcılık açısından önemi olmamasına rağmen iyi bir bağ toprağında % 5-10 humusun bulunması arzu edilir.

BİTKİ BESİN NOKSANLIĞI OLMASINI BEKLEMEYİN
Besin elementi eksikliği görülen bitkiler daha az dirençlidir ve çeşitli hastalıklara karşı daha duyarlıdır. Bitki besin noksanlığı görülmeden, düzenli bitki besleme yapınız. Her sene toprak analizlerinizi yaptırın. Aşağıdaki noksanlıklar görüldüğünde,

“ARAMAKTAN ÇEKİNMEYİN”

Bahçenize en uygun gübreyi seçmenize yardımcı olalım. Noksanlıkların önüne geçmek için, ilk yapraklar serçe gagası kadar olduğundan itibaren düzenli gübre kullanınız.
Noksanlıklar yaprakta görüldüğü anda müdahale edilirse noksanlık düzelebilir, noksanlık meyveye geçtiğinde geriye dönüş yoktur.

BAĞ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE DEMİR NOKSANLIĞI

Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın, onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Karbonatlar, bazı meyve yetiştirme alanlarında yaygın olan yüksek pH'lı kireçli topraklarda da oluşur.
Bu topraklarda yetişen bahçelerde, özellikle ıslak koşullarda demir noksanlığı belirtileri görülme olasılığı yüksektir.
Toprakların pH'ını yükseltmek için uygulanan aşırı kireç de demir noksanlığına neden olabilir.
“Kireç kaynaklı demir klorozu” terimi, yüksek toprak pH koşullarında yetişen ağaçlarda semptomlar için sıklıkla kullanılır.
Asmada demir noksanlığını yönetmenin en iyi yolu sulama ve toprak pH'ını yönetmektir.
Yoğun kış yağışlarından veya bahar sulamalarından kaynaklanan aşırı toprak nemi çoğunlukla geçici demir noksanlığının nedenidir.
Her baharda aşırı sulama uygulanırsa kronik demir noksanlığı oluşur ve üretim zarar görür.
Toprak pH'ının yüksek olduğu yerlerde asit gübrelerinin, özellikle amonyum gübrelerinin kullanımı, toprak pH'ını düşürebilir, demir kullanılabilirliğini iyileştirebilir ve noksanlık belirtilerini azaltabilir.
Bununla birlikte, pH çok düşük olursa diğer besin maddelerinin alımının kısıtlanabileceğini unutmayın.
Demir, solunum ve nitratın azaltılmasında rol oynayan enzimlerin bir parçasıdır.
Demir noksanlığı, esas olarak çok yıllık bitkilerde -narenciye, avokado, muz, asma, elma, armut, vb., Fotosentez, yavaş büyüme ve gelişme şeklinde yaprak klorozu şeklinde kendini gösterir.
Demir noksanlığında en ince damarlar dahi yeşil kalarak bu damarlar arasındaki kısımlarda renk tamamıyla sarıya döner.
Geniş yapraklı bitkilerde yapraklar adeta sarı zemin üzerinde yeşil bir ağ manzarası gösterirler.
Noksanlığın çok şiddetli olduğu durumlarda, damarlar da sararır.
Demir noksanlığının çok tipik bir özelliği, yapraklar ne kadar genç ise belirtilerin o kadar şiddetli ve belirgin olmasıdır.
Diğer besin noksanlıklarından farklı olarak, demir noksanlığının bir tipik özelliği de, klorozlu yaprakların kolay kolay ölmeden canlı kalmalarıdır.
Bununla birlikte noksanlık çok çok şiddetli ise yapraklarda ölme de görülebilir.
Bağlarda Demir Noksanlığının hafif olması durumunda, en son çıkan genç yapraklar başlangıçta sarımsı yeşil olur.
Noksanlık ilerledikçe damarlar arasında renk tamamen sarıya döner.
Damarlar ise kesin sınırlarla yeşil kalırlar.
Buğday, arpa, yulaf, mısır gibi Monokotiledon bitkilerin yapraklarında, paralel yeşil damarlar ve aralarda sarı çizgiler yaprak ucundan başlayarak uzanır.
Benzer simptom mangan noksanlığında olmakla beraber, mangan sarı - yeşil paralel çizgiler yaprağın orta kısımlarında görülür, uçlardan başlamaz.
Demir noksanlığının çok tipik bir özelliği, yapraklar ne kadar genç ise simptomların o kadar şiddetli ve belirgin olmasıdır.
Diğer besin noksanlıklarından farklı olarak, demir noksanlığının bir tipik özelliği de, klorozlu yaprakların kolay kolay ölmeden canlı kalmalarıdır.
Bununla birlikte noksanlık çok çok şiddetli ise yapraklarda ölme de görülebilir.

BAĞ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FOSFOR NOKSANLIĞI

Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın, onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Özellikle kireçli ve pH'i yüksek topraklarla, fazla derecede asit topraklarda bitkilerin fosfordan faydalanması zordur.
pH analizini mutlaka yaptırın.
Fosfor noksanlığı, fosfora daha çok ihtiyaç duyan genç bitkilerde yaşlı bitkilere göre daha erken fark edilir.
Ayrıca vejetasyon mevsiminin başlarında soğuk (ıslak) topraklarda da fosfor noksanlığı meydana gelebilmektedir.
Fosfor noksanlığında en çok çiçek, meyve, tohum gibi generatif organlar zarar görür.
Asma yetiştiriciliğinde fosfor noksanlığı ağacın büyümesini yavaşlatır. Fosfor noksanlığı, fosfora daha çok ihtiyaç duyan genç bitkilerde yaşlı bitkilere göre daha erken fark edilir.
Meyve ve ağaçlarda sürgün ve tomurcuk oluşumu azalır. Fosfor fazlalığının bitkiler üzerindeki etkisi daha çok dolaylı şekilde meydana gelir.
Birçok fosfatlar olmayan çözünür olarak su ile, standart sıcaklık ve basınçta. Sodyum, potasyum, rubidyum, sezyum ve amonyum fosfatların tümü suda çözünürdür. Diğer fosfatların çoğu sadece çok az çözünür veya suda çözünmez. Kural olarak, hidrojen ve dihidrojen fosfatlar, karşılık gelen fosfatlardan biraz daha fazla çözünürdür.
Dolayısıyla bitkilerde fosfor fazlalığı da sık rastlanan bir durum değildir.
Fosforun fazla olması durumunda çinko ve demir gibi mikro besin elementlerinin noksanlığı meydana gelirken kalsiyum, bor, bakır ve mangan noksanlıkları da meydana gelebilmektedir Bağda fosfor noksanlığı koyu yeşil bir yaprak sistemi yaratır.
Asma yetiştiriciliğinde fosfor noksanlığında yapraklar sert, bozuk şekilli, siğil gibi kabarık benekli ve metalik bir parlaklığa sahiptirler.
Yaşlı yapraklarda kenarlardan başlayan bronz veya mor nekrozlar görülür.
Fosfor noksanlığı olan bitkilerde büyüme geriler.
Fosfor nükleik asitlerin, nükleoproteinlerin, fosfolipidlerin, enzimlerin, vitaminlerin bir parçasıdır.
Fosfor bitkilerin soğuk direncini arttırır, gelişmelerini ve olgunlaşmasını hızlandırır, kök gelişimini iyileştirir, toprağa derin nüfuz etmesini sağlar, bitkilerin besinlerle beslenmesini iyileştirir.
Fosfor noksanlığı köklerin, sürgünlerin ve yaprakların büyümesinde yavaşlamaya, zayıf çiçeklenmeye, yaprakların erken düşmesine ve verimde azalmaya (ayrıca azot noksanlığına) yol açar.
Yaprakların rengi koyu yeşil, mavimsi, donuktur.
Asma yetiştiriciliğinde fosfor noksanlığında yapraklar daha küçüktür, gövdeden daha keskin bir açıyla ayrılır.
Bazı mantari hastalıklarda fosforun etkisi (Prabhu vd., 2009a)
The effect of phosphorus on some fungal diseases (Prabhu vd., 2009a)
Bitki Hastalık Patojen
Buğday Sürme Urocystis tritici
Domates Erken yanıklık Alternaria solani
Hıyar Çökerten Rhizoctonia solani
Kereviz Pas Puccinia spp.
Lahana Mildiyö Peronospora parasitica
Mercimek Solgunluk Fusarium oxysporum f. sp. lentis
Mısır Sap çürüklüğü Gibberella zeae
Pamuk Kök çürüklüğü Phymatotrichum omnivorum
Pancar Çürüklük Phoma spp.
Patates Mildiyö Phytophthora infestans
Pirinç Kök çürüklüğü Sclerotium oryzae
Turunçgil, Tütün Kök çürüklüğü Thielaviopsis basicola
Üzüm Mildiyö Plasmopara viticola

BAĞ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BOR NOKSANLIĞI

Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın, onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Bor noksanlığı, bitkilerde en çok görülen mikro besin noksanlığıdır. Dünya çapında en yaygın mikro besin noksanlığıdır ve mahsul üretiminde ve mahsul kalitesinde büyük kayıplara neden olur. Bor noksanlığı bitkilerin vejetatif ve üreme gelişimini etkiler, hücre genişlemesinin engellenmesine, meristemin ölümüne ve doğurganlığın azalmasına neden olur.
Bitkiler hem suda çözünür hem de çözünmez biçimde bor içerir. Sağlam bitkilerde suda çözünebilen bor miktarı, sağlanan bor miktarı ile dalgalanma gösterirken çözünmeyen bor ise değişmez. Bor noksanlığının görünümü, suda çözünmeyen borun azalması ile çakışmaktadır. Çözünmeyen borun fonksiyonel form olduğu, çözünür borun ise fazlalığı temsil ettiği görülmektedir. Bor, yüksek bitkilerin büyümesi için gereklidir. Elementin birincil işlevi bitkilerde hücre duvarına yapısal bütünlük sağlamaktır.
Asma yetiştiriciliğinde bor noksanlığında yapraklarda asimilatların hareketi bozulur ve fotosentez süreci yavaşlar, bitkilerin çiçeklenmesi ve gübrelenmesi bozulur, boş çiçekler ortaya çıkar, bazen yumurtalıklar düşer. Tohum verimi düşer.
Asmada bor noksanlığı öncelikle bitkilerin büyüme noktalarına zarar verdiği için bitkilerde büyüme çok yavaşlar.
Yapraklar ve dallar kolay kırılan, gevrek bir yapı alırlar.
Asma yetiştiriciliğinde bor noksanlığında, Noksanlığın çok şiddetli olması halinde büyüme noktaları ölür ve büyüme tamamen durur.
Asma yetiştiriciliğinde bor noksanlığında Çiçek meyve oluşumu engellenir, Yapraklar kıvrılır, kalınlaşır ve koyu mavi-yeşil bir renk alırlar.
Bor, oksidasyon ve fotosentez süreçlerini aktive eder.
Bor noksanlığı ile, yapraklardan asimilatların hareketi bozulur ve fotosentez süreci yavaşlar, bitkilerin çiçeklenmesi ve gübrelenmesi bozulur, boş çiçekler ortaya çıkar, bazen yumurtalıklar düşer.
Tohum verimi düşer.
Bağda bor noksanlığında, çiçekler soğuktan zarar görmüş gibi aniden solar ve siyah kahve renk alırlar.
Fakat bu haliyle düşmeyip bir süre dalda dururlar.
Don zararları aynı görüntüyü yaratmakla beraber, don etkilenmiş çiçekler hemen dökülürler.
Şiddetli noksanlık halinde yaprak çıkışı gecikir.
Vegetatif büyüme noktaları ölür, sürgünler kısa olur, yapraklar küçük ve bozuk şekilli olurlar.
Ancak yapraklarda kloroz görülmez.

BAĞ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇİNKO NOKSANLIĞI

Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın, onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

 Asmada çinko noksanlığının tipik belirtisi, daralmış, küçülmüş yapraklar ve Yaprakların rozetlenmesidir.
Yaprak yüzeyin de damar kenarları yeşil kalmak üzere, damar aralarında sari mozaik şeklinde lekeler oluşur.
Asmada çinko noksanlığında ağaçlarda cüce yaprak ve bozuk yapraklar oluşur
Noksanlık çok şiddetli değilse sadece yaprakları etkiler, sürgün gelişimi normal devam eder.
Ancak noksanlık şiddetli ise sürgün gelişimi tamamen durur.
Asma yetiştiriciliğinde çinko noksanlığında yapraklarda kloroz, nekrotik lekeler görülür ve yapraklar bronzlaşır.
Sürgünlerde meyve tomurcuğu sayısı azalır veya tamamen yok olur.
Bitkiler bodurlaşır küçülür
Asma ağaçlarında noksanlığı en çok görülen bitki besin maddesi çinkodur.
Özellikle fosfor fazlalığı nedeniyle ortaya çıkan çinko noksanlığı, narenciyelerde çok yaygındır.
Bağlarda çinko noksanlığı yaygın olarak ortaya çıkmaktadır.
Erken ilkbaharda oluşan yapraklar küçük, dar ve dişli olurlar.
Damarlar arasındaçok sayıda klorotik lekeler oluşurken damarların etrafında 1 - 2 mm genişliğinde bir bölge yeşil rengimi korur.
Asma yetiştiriciliğinde çinko noksanlığında alt yapraklar yeşil kalır veya hafif klorozlu olurlar.
Simptomlar sürgün uçlarına doğru daha şiddetli bir hal alırlar.
Büyüme geriler, ana sürgünler çalımsı bir hal alırlar.
Asma yetiştiriciliğinde çinko noksanlığında Salkımlar seyrek ve üzüm taneleri küçük olur.
Noksanlık şiddetli ise meyve çok az olur.

BAĞ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE POTASYUM NOKSANLIĞI

Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın, onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Kırk veya daha fazla enzim için kofaktör olarak potasyum (K) gereklidir.
Asmada potasyum noksanlığında, yaprak kenarlarında sarımsı kahve renkli nekrozlar oluşur, geriye doğru kıvrılma ve olgunlaşmadan dökülme görülür.
Meyveler normalden küçük, ince kabuklu ve asidik olurlar.
Asmada potasyum noksanlığı çeken ağaçlarda turgor basıncı düşer ve su stresi olunca bitkiler gevşek dokulu bir hal alırlar.
Asma yetiştiriciliğinde potasyum noksanlığında Kuraklığa ve dona karşı dayanıklılık zayıflar.
Aynı şekilde hastalık etmenlerine ve tuzlu toprak koşullarına karşı bitkiler çok daha duyarlı olurlar.
Bitki dokularında ve hücre organellerinde anormal gelişmeler görülür. Bitkide ksilem ve floem dokuların oluşumu geriler. Dokularda ligninleşme azalır.
Bunun sonucu olarak potasyum noksanlığında gövde zayıflar. Yaşlı yaprakların ucunda kirli kahverengi şeklinde görülmektedir.
Asma yetiştiriciliğinde potasyum noksanlığında yaprak kenarlarında sararma ve kahverengileşme görülür.
Çiçeklenme zayıf meyve tutumu az ve meyveler ekşi olurlar.
Potasyum organik bileşiklerle kompleksler oluşturur.
Metabolizmayı geliştirir, bitkilerin kuraklığa karşı direncini arttırır.
Yeterli potasyum içeriği ile yapraklarda, hücre özütünün ozmotik basıncını arttıran ve bitkilerin hafif donlara karşı direncini arttıran birçok şeker oluşur.
Potasyum protein sentezi süreçlerinde, fotosentezde, enzimatik reaksiyonlarda çok önemlidir.
Asma yetiştiriciliğinde potasyum noksanlığında yaprakların sararması ve daha sonra yaprak bıçağının bölümlerinin ölümü ile kendini gösterir.
Tabakanın kenarlarında bir kurutma dokusu kenarı görünür - bir kenar “yanma”. Şiddetli potasyum açlığı ile bitki kısa internodlarla bodurlaşır, sürgünler zayıflar.
Ürününü, meyve toplanmadan komisyonculara satan çiftçilerimiz: meyveyi büyütmek için SON POTASYUM uygulamasını komisyoncu yapsın istiyorsunuz. Fakat komisyoncu maliyetten kaçmak için potasyum uygulamasını yapmıyor. Toprak ve ağaçlar sizin, potasyum uygulanmadığı için gelecek sezonlardaki ağaç ve meyve sağlığını riske atıyorsunuz.

BAĞ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE AZOT NOKSANLIĞI

Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın, onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Asmada azot noksanlığının ilk başlangıcında yapraklar açık kırmızı renk alırken ileri safhada tamamen sararak erken dökülmektedir.
Noksanlık belirtileri öncelikle yaşlı yapraklarda başlamakta, sürgünler kısalmakta ve yapraklar küçülmektedir.
Asma yetiştiriciliğinde azot noksanlığında ağaçların büyüyememesine neden olur.
Donemdeki azot noksanlığı yaprakların açık yeşil renkli ve sarı olması ile kendini gösterir.
Sürgünler kısa, zayıf, ince olur ve ağacın değişik yerlerinde düzensiz bir şekilde sürgünlerde ölme görülür.
Asma yetiştiriciliğinde azot noksanlığında Meyveler küçük, açık renkli, kalın kabuklu olur ve erken olgunlaşır.
Bağda azot noksanlığı yaprakları yeşil renklerini kaybederek açık yeşil ve sarıya döner.
Yaprak kenarları nekrozlu ve aşağı doğru kıvrık olur.
Yaprak sapları pembemsi bir renktedir.
Asma yetiştiriciliğinde azot noksanlığında Sürgünler zayıf, uçlar solgun vaziyettedir.
Azot, proteinlerin, klorofil, alkaloidler, fosfatidler ve diğer organik bileşiklerin bir parçasıdır.
Bu, tüm bitkiler için en önemli besindir.
Bitkilerde azot noksanlığı, bitki büyümesinde yavaşlamaya, erken yaprak dökülmesine ve tohum ve meyve veriminde azalmaya yol açar.
Asma yetiştiriciliğinde azot noksanlığında Yaprakların rengi soluk yeşil, klorotik hale gelir.
Aksine, azot fazlalığı yoğun büyümeye neden olabilir, bitkilerdeki su içeriğini artırabilir ve olgunlaşmayı yavaşlatabilir.
Erken yaşlanma, azotun sitokinin sentezi ve taşınması üzerine olan etkisinden kaynaklanmaktadır.
Sitokinin bitkinin kuvvetli büyümesini ve genç dönemi daha uzun sure kalmasını sağlayan bir hormondur.
Azot noksanlığında bu hormonun azalması bitkinin erken yaşlanmasına, diğer bir deyişle vegetatif gelişme periyodunun kısa olmasına neden olur.
Bazı bitki hastalıklarında azotun etkisi (Huber & Thompson, 2009)
The effect of nitrogen on some plant diseases (Huber & Thompson, 2009)
Bitki Hastalık Patojen
Mısır, fıstık Aflatoksin Aspergillus flavus
Tütün Siyah kök çürüklüğü Thielaviopsis basicola
Çilek Siyah kök çürüklüğü Rhizoctonia fragariae
Pirinç Çeltik yanıklık hastalığı Magnaporthe grisea
Domates Kök ve kök boğazı çürüklüğü Fusarium oxysporum
Üzüm Kurşuni küf Botrytis cinerea
Marul Mantarımsı kök çürüklüğü Rhizomonas suberifaciens
Patates Erken yanıklık hastalığı Alternaria solani
Buğday Kök ve kök boğazı çürüklüğü Pseudocercosporella herpotrichoides
Pamuk Yaprak leke hastalığı Alternaria macrospora

BAĞ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MAGNEZYUM NOKSANLIĞI

Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın, onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Birçok bitkide magnezyum noksanlığı, akut ;yaprakta besin noksanlığı ile birlikte damarlar arasında yaprak kenarının klorozuna yol açar.
Magnezyum, Mg + 2 olarak emilen bir başka ikincil makro besin maddesidir. .
Bağ da magnezyum noksanlığında yaprakların damar aralarında lekeler çeklinde başlayarak kloroz, lekelerin hızla genişlemesiyle sapa doğru yayılır ve yaprakta ördek ayağı şeklinde tipik görüntü oluşur.
Klorotik bölgelerde kahverengi nekrozlar oluşur.
Magnezyum klorofilin bir parçasıdır, bir dizi enzimin çalışmasını aktive eder, fosfor değişimine katılır.
Birçok bitkide magnezyum noksanlığı, akut yaprak noksanlığı ile birlikte damarlar arasında yaprak bıçağının klorozuna yol açar.
Magnezyum açlığı genellikle fizyolojik olarak asidik mineral gübreler kullanıldığında gözlenir, çünkü eylemleri altında özellikle hafif kumlu topraklarda magnezyumun süzülmesi artar.

BAĞ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MANGAN NOKSANLIĞI

Noksanlıkları gördüğünüzde, herhangi bir gübre alarak uygulama yapmayın. Mutlaka "Bitki Besleme Uzmanlarından" yardım alın, onların önerdiği birbirini takip eden gübreleri kullanın.

Mangan fotosentez ve diğer fizyolojik süreçlerde yer alır, birçok ribozom ve kloroplastın yanı sıra enzimlerin bir parçasıdır.
Mangan, bitki kökleri tarafından Mn + 2 formunda emilen redoks mikrobesinlerinden biridir.
Bazı dehidrojenazlar, dekarboksilazlar, kinazlar, oksidazlar, peroksidazların aktivitesi için ve spesifik olarak diğer iki değerlikli, katyonla aktive edilen enzimler tarafından gereklidir ve O2'nin fotosentetik evrimi için gereklidir.
Amino asit ve proteinlerin üretimine dahil olmanın yanı sıra, mangan, fotosentez, klorofil oluşumu ve nitrat azaltımında eşit derecede güçlü bir role sahiptir ve gübrenin ikincil etkilerinden ortaya çıkan askorbik asit sentezi için vazgeçilmezdir.
Bağda mangan noksanlığında yaprak yüzeyinde uniform bir sararma olur.
Yapraklar normalden ve açık yeşil renklidirler.
Zamanla çok sayıda, küçük nekrotik lekeler ortaya çıkar sonunda sarı bölgeler kahverengine döner ve yaprak ölür.
Mangan fotosentez ve diğer fizyolojik süreçlerde yer alır, birçok ribozom ve kloroplastın yanı sıra enzimlerin bir parçasıdır.
Mangan noksanlığı ile klorofil oluşmaz, yapraklar küçük açık sarı lekeler nedeniyle renklenir, damarlar yeşil kalır.
Keskin bir açıkla, bodurluk görülür, bazen büyüme olmaz.

Bazı bitki hastalıklarında kalsiyumun etkisi (Rahman & Punja, 2009)
The effect of calcium on some plant diseases (Rahman & Punja, 2009)
Bitki Hastalık Patojen
Armut Köşe çürüklüğü Phialophora malorum
Avokado Kök çürüklüğü Phytophthora cinnamomi
Biber Kurşuni küf Botrytis cinerea
Brokoli Kök uru Plasmodiophora brassicae
Buğday Çizgi hastalığı Cephalosporium gramineum
Domates Külleme Erysiphe orontii
Elma Acı çürüklük Colletotrichum gloeosporioides
Elma Alternaria çürüklüğü Alternaria spp.
Elma Botrytis çürüklüğü Botrytis cinerea
Fıstık Aflatoksin Aspergillus flavus
Fıstık Kapsül çürüklüğü Pythium myriotylum
Gül Kurşuni küf Botrytis cinerea
Havuç Güney yanıklığı Sclereotium rolfsi
Havuç Kavite lekesi Pythium coloratum
Havuç Siyah kök çürüklüğü Chalara elegans
Hıyar Kök çürüklüğü Pythium splendens
Hıyar Kurşini küf Botrytis cinerea
Kahve Yaprak lekesi Mycena citricolor
Kavun Meyve çürüklüğü Myrothecium roridum
Karpuz Meyve çürüklüğü Myrothecium roridum
Lahana Kök uru Plasmodiophora brassicae
Nektarin Rhizopus çürüklüğü Rhizopus stolonifer
Patates Yumuşak çürüklük Erwinia carotovora
Patlıcan Kurşini küf Botrytis cinerea
Pirinç Kılıf çürüklüğü Sarocladium oryzae
Şeftali Leucostoma kanseri Leucostoma persoonii
Şeftali Meyve monilyası Monilinia fructicola
Turunçgil Phytophthora kök çürüklüğü Phytophthora nicotianae
Üzüm Penicillium çürüklüğü Penicillium digitatum

BAĞ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÖRÜLEN HASTALIK VE ZARARLILAR
Vine diseases and pests
Bağ
Küllemesi
.
Bağ
Mildiyösü
.
Bağlarda
Ölü Kol
Hastalığı
Bağ
Antraknozu
Hastalığı
Bağlarda
Kav (Esca)
Hastalığı
Bağlarda
Kurşuni
Küf
Bağlarda
Kök Uru
Hastalığı
Bağ Yelpaze
Yaprak
Virüsü
Bağ Gövde Çukurlaşması Virüsü
Bağ Yaprak Kıvırcıklığı
Virüsü
Bağ
Çadır
tırtılı
Bağ
Göz
kurdu
Bağ
Hortumlu böceği
Bağ
Kahverengi Thripsi
Bağ
Salkım Maymuncuğu
Bağ
Üvezi
Arboridia
Salkım
Güvesi
.
Filoksera
Viteus
Vitifolii
Bağ
Yaprak
uyuzu
Bağda
Unlu
Bit
Ağustos
böceği
.
Dürmece
Bağ
Pirali
Bağ
Yaprak
Pireleri
İki noktalı
Kırmızı
örümcek
Haziran
böceği
.
ÖNEMLİ NOT
Bahçenizi her ilaçlamanızda eğer sulama veya ilaçlama suyunuzun pH sı 8 - 8.5 ise muhakkak wet yayıcı yapıştırıcı kullanınız.
(Ülkemizin birçok yöresinde toprak ve su pH sı 8- 8.5 hatta 9 a kadar çıkmaktadır.)
Üretilen bütün ilaçlar 6 - 7 pH aralığına göre üretilmektedir.
En Kaliteli ilaçlar dahi 6 ila 15 dakika arasında, % 30 varan oranlarda etkisini kaybetmektedir. (Kesilmiş yoğurt örneği gibi)
BİTKİNİZE AÇ KARNINA İLAÇ VERMEYİN
BİTKİ BESLEME Bitki besini ile birlikte ilaç verin
Buda ilacınızın etkisinin azalmasına neden olacaktır.
Bu nedenle bizim tavsiyemiz holderinize, tankınıza veya sırt pompanıza,
TANK SIRALAMASI Sırasıyla (SIRALAMAYA BOZMAYIN)
1 PH DÜŞÜRÜCÜ- YAYICI YAPIŞTIRICI İlaçlama suyunun PH sını düşürür, ilacın bozulmasını önler.
İlaçlar bitkiye uygulandıktan sonra ilacın yaprağa yayılmasını sağlar, yapraktan akmasını önler.
2 ORGANİK GÜBRE Bitkinin düzgün ve dengeli beslenmesini sağlar. Meyvelerin albenili, parlak, renkli, iri, dayanıklı, sert, ağır, lezzetli ve hoş kokulu olmalarını sağlar.
3 İNSEKTİSİT BÖCEK İLACI
Zararlı dönemine göre, sayfanın en altındaki zararlılara karşı, bir ilaç kullanın. İlaçların kullanma - hasat sürelerine dikkat edin.
4 FUNGUSİT MANTAR İLACI (Ayrı bir kapta karıştırdıktan sonra)
Hastalık dönemine göre, sayfanın en altındaki zararlılara karşı, bir ilaç kullanın. İlaçların kullanma - hasat sürelerine dikkat edin.
5 DİĞER Teknik elemanlarımızca önerilen diğer iz elementler.

Mümkün olduğunca hepsini bir arada kullanmaya çalışın, maliyetleri düşürün.
AŞAĞIDAKİ ÜRÜNLERİ HER SENE DÜZENLİ KULLANIN

KİREÇ ÇÖZÜCÜ
Sezon başında kireçli topraklarda muhakkak kullanılmalı. Kılcal köklerin etrafını sarmış kireç kaymak tabakasını yok eder. DÖNÜME 1 KG
damla sulama ile
KÖKLENDİRİCİ Hücre bölünmesini hızlandırır. Dolayısıyla, bitkinin büyümesi ve gelişmesi de hızlanır. Kök oluşumunu ve gelişimini hızlandırır.
Köklerİ kuvvetlendirir. Köklerin, özellikle uzunlamasına, büyümesi ve gelişmesi üzerine uyarıcı etkisi vardır.
ORGANİK GÜBRE Çiçeklenmeden önce 1. uygulama,
meyve tutumunda 2. uygulama,
hasattan 45 gün önce 3. uygulama yapılır
Gereksinim duyulan bütün dönemlerde 300 gr / 100 lt su ile olmak üzere 2 uygulama.
200-300
DEMİRLİ GÜBRE En sık görülen bitki besin noksanlığıdır. Toprak olumsuzlukları bitkilerin, toprakta olan demiri kullanmasını engeller
Toprak analizlerini mutlaka yaptırın
125-150 cc
POTASYUMLU GÜBRE Ürünün RENK ve AROMA sını AĞIRLIK ve KALİTE sini İRİLİK ve SERT liğini belirleyen potasyumu yüksek oranda içerir. Özellikle meyve ve sebze yapraklarında görülen yaprak kenarındaki kurumayı önler ve ürün artışını sağlar.
DAMLA SULAMA AZOT, FOSFOR, DENGELİ, POTASYUM
Her dönem düzenli kullanılmalı. Bitkinin NPK sı karşılanmalı
2-3 kg
ÖN KARIŞIMLA KONTROL EDİNİZ
Her ilaçlamada gübre muhakkak kullanılmalıdır.
Gübreler bitkilerin strese girmesini önler. Bitkilerin mikro element ihtiyaçlarını karşılar.
Meyve tutumunu ve meyvelerin kalitesini arttırır.
Gübrelemede esas, toprak ve yaprak analizlerinin yapılmasıdır. Buna göre de eksikler giderilmelidir.

Toprak Hazırlığı
Bağ yeri seçildikten sonra toprağın hazırlanması işlemine geçilir. Arazide varsa, büyük kayalar, ağaçlar ve çalılar temizlenir.
Omcaları muntazam ve düzgün dikebilmek için tümsekler düzeltilir, çukurlar doldurularak toprak tesviyesi yapılır.
Fazla su tutan yerlerde drenaj için önlemler alınır.
Asmanın ekonomik ömrü bakım koşullarına göre değişmekle birlikte 40 yılın üzerindedir.
Bu nedenle ömrü bitinceye dek dikildiği yerde kalacağından, tesisinde çok titiz davranılmalıdır.
İyi hazırlanmayan bir yere tesis edilen bağ iyi gelişemez, ömrü kısa, verimi az olur ve hastalıklara daha kolay yakalanır.
Yeni kurulacak bağ yeri, hiç işlenmemiş bir toprak üzerinde olacaksa alan iyi bir şekilde işlenmelidir. Eğer eski bir bağ alanı ise toprağı bir kaç yıl dinlendirilerek bol yeşil gübre ile gübrelenmelidir. Asmanın iyi büyüyebilmesi, köklerinin derine gitmesi, toprak içinde iyi gelişmesine bağlıdır.
Gelişme toprak yapısı ile ilgilidir. Tınlı kumlu topraklarda kökler çok derine gider. Sert yapı gösteren topraklarda köklerin derine gitmesi sınırlıdır.
Bu tip toprakların krizma yapılmasi şarttır. Bilhassa yeni bağcılıkta krizma işine daha çok önem vermek lazımdır.
Çünkü yeni bağcılıkta kullanılan Amerikan asma anaçlarının kökleri, çok kuvvetli ve süratli büyüdüklerinden toprağın gevşek ve süzek olması lazımdır.
Asmaların gelişmemesi ve bazı bağların zamanından önce kuruması, krizmanın yapılmaması veya yüzlek yapılmasından ileri gelmektedir.
Krizma, bağ toprağının en az 40 cm derinlikte işlenmesidir. Bu işlem günümüzde krizma pullukları ile yapılmaktadır.
Krizma pullukları, beygir gücü yüksek traktörlerle çekilir ve toprak 40-50 cm derinlikte işlenir.
Krizmanın yapılma zamanı sonbahar mevsimidir. Krizma erken yapılmalı ve krizmanın bitimi ile asma fidanı dikimi arasında en az 6-8 haftalık bir zaman olmalıdır.

Dikim
Sonbaharda krizma yapılmış arazi ilkbaharda düzeltildikten sonra, hayvan veya makina gücü ile işlenebilecek aralık ve uzunlukta çukurlar açılır.
Bölgemiz iklimi sıcak olduğundan güneş zararlarını azaltmak için sıralamanın doğu-batı yönünde yapılması, meyilli arazilerde dik olması gerekir.
Şimdiye kadar yapılan denemeler yeni tesis edilecek bağlarda sıra üzerinin 1,5-2 m. sıra arasının 2,5-3 m. olması gerektiğini ortaya koymuştur.
İşaretlenmiş yerlere iki kürek derinliğinde, bir kürek genişliğinde çukur açılır.
Çukur açmanın makina ile yapılması daha avantajlıdır.
Çukurların dip kısmına yanmış çiftlik gübresi, ince toprakla karıştırılarak konmalıdır.
Dikim için fidanda budama yapılır. Yan ve boğaz kökleri tamamiyle, dip kökler ise 10 cm üzerinden çepeçevre kesilir.
Oluşmuş sürgünlerin en kuvvetlisi bırakılır.
Budaması yapılan köklü çubuk veya aşılı köklü topraklı fidan, açılan çukurun tam ortasına gelecek şekilde konur, fidanın gövde kısmının en az 10-15 cm.i toprak üzerinde kalacak şekilde açılan çukurlara 10-15 cm kalınlığında toprak atıldıktan sonra fidan hava almayacak şekilde sıkıştırılmalıdır.
Daha sonra can suyu verilir ve fidanın yerini belli etmek için yanına bir herek dikilir.
Dikim yapılırken kısır çeşitler (morfolojik erdişi, fizyolojik dişi) saf olarak dikilmemelidir.
Çünkü bu çeşitlerin polen tozlarının döllenme yeteneği yoktur.
Bunun için dikim planı sekiz omcaya bir babalık veya iki sıraya bir dölleyici dikmek suretiyle yapılmalıdır.
Yalnız babalık olarak kullanılan çeşitlerin çiçek açma tarihleri döllenecek çeşitle aynı tarihe denk gelmelidir.
Bağcılıkta standart dikim şekilleri vardır.
Bunlar;
a. Kare dikim:
İnsan gücü ile toprağı işlenen, zayıf, toprağa dikilmiş ve kısa budama isteyen çeşitlerde uygulanır.
Bu şekilde dikimlerde mesafe 1-2 m. dir.
b. Dikdörtgen dikim:
Yüksek terbiye sistemleri ile kurulmuş bağlara verilen şekildir. Bu şekilde bağların işlenmesi hayvan veya makina gücü ile yapılır. Sıra üzeri dar, sıra araları ise geniş tutulur.
Sıra üzerlerinin araları 1-2 m, sıra araları ise 2-3 m arasında değişir.
c. Üçgen dikim:
Bu dikimde her üç kenar birbirine eşittir.
Altı omca birleştirilince bir heksagonal şekil oluşur zor bir dikim şeklidir. Daha çok küçük işletmelerde uygulanır.

Gübreleme
Doğru, dengeli ve zamanında yapılan gübreleme bağcılıkta ürün miktarını ve kalitesini artırmakta ve bağların hastalık, zararlı , dona karşı dirençlerini de yükseltmektedir.
Bu sebepten bağlarda iyi gelişmeyi sağlamak ve yeterli ürün alabilmek için topraktan kaldırılan besin maddelerini yeniden toprağa ilave etmek gereklidir.
Genelde bağlar organik maddece fakir olan topraklarda tesis edilmektedir.
Bu nedenle bağlar için çiftlik gübresinin önemi daha fazladır. Ancak, çiftlik gübresi asmanın tüm besin elementleri ihtiyacını karşılamayacağı için ticari gübreler de kullanılmalıdır.
Bağlara verilecek gübre miktarının tesbiti çok fazla faktöre bağlı olan ve önceden bazı tahlilleri gerektiren bir işlemdir.
Her bölgede hatta her bağda ihtiyaç duyulan mineral ve organik madde miktarını ayrı ayrı tesbit etmek daha sonra buna göre gübreleme yapmak en isabetli yoldur.
Bizim bölgemiz için tavsiye edilen gübre miktarı saf madde olarak kuru koşullarda yerli bağ için 10 kg/da azot, 8 kg/da fosfor, sulu koşullarda kültür bağ için ise 14 kg/da azot, 9 kg/da fosfordur.
Çiftlik gübresi ile fosforlu gübreler sonbahar toprak işlemesi sırasında sıralar arasına verilerek toprakla karışması sağlanır.
Azotlu gübrenin ise bağlara en uygun verilme zamanı ilkbaharda ilk toprak işlemesinden hemen önce şubat-mart aylarıdır.
Arzu edilirse azotlu gübrenin ikinci yarısı nisan-mayıs aylarında da verilebilir.

Sulama
Bağların sulanması konusu, özellikle yurdumuzda sulama sistemlerinin giderek yaygınlaşması nedeniyle önem kazanmaktadır.
Asmanın büyüyüp gelişmesi için topraktaki su miktarının daimi solma noktasının üstünde olması gerekir.
Asmanın hızlı gelişme devresi olan mayıs-haziran ayları ile salkımların ben düşme zamanında (Temmuz ) kök bölgesinde yeterli su bulunmadığı hallerde omcaların gelişmesi yavaşlar, yapraklar pörsür ve renkleri solar.
Salkımlardaki taneler normal iriliklerini alamaz ve rengi donuklaşır, üzerlerinde güneş yanıkları artar. Böyle durumlarla karşılaşınca bağın suya ihtiyacı olduğu anlaşılmalıdır.
Kış yağmurları normal düşmüşse toprak tarafından tutulmuş olan su bağların bahar gelişmesine yeterli olmaktadır. Sulama imkanı olan taban bağlarda iki defa sulama ve sulamalardan sonra tava gelince toprak işleme çok iyi sonuç vermektedir. Kışın kurak geçmesi halinde bir de bağlar uyanmadan önce bir su verilip ardından toprak işleme yapılması yerinde olur.
Bölgemizde gerek su kaynaklarının kıtlığı, gerek bağ alanlarının eğimi ve gerekse halkın ön yargısı nedeniyle bağlarda sulama yapılmadığı görülmektedir. Ancak, yeni dikilen bağlarda yılda 2-3 defa sulama yapıldığı gözlenmiştir. Oysa Güneydoğu Anadolu Projesi içinde yer alan bölgemizde ilkbahar ve yazın kurak geçtiği düşünülürse bağların sulanmasının zorunlu olduğu anlaşılacaktır. Bu nedenle özellikle Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında 3-6 kere iklim durumuna göre sulama yapılması uygundur.
Bağlarda çiçeklenmenin hemen sonrasında ve tanelere ben düşme başlangıcında sulamaya özellikle dikkat etmek gerekir. Kurutmalık ve şaraplık bağlarda ise meyvenin olgunlaşmasından 3-4 hafta önce sulama kesilmelidir.
Bağa verilecek su miktarı iklime, toprağa ve çeşide göre değişiklik gösterir.
Toprağın üstten 60-70 cm'lik kısmı suya doymalıdır. Bunu anlayabilmek üzere sulama yapıldıktan sonra bir demir çubuk toprağa batırılmalı ve rahatça ilerlediği derinlik suyun işleme seviyesi olarak kabul edilmelidir. Karığın suyla doldurularak suyun sıra sonuna ulaşması da verilecek su miktarının yeterliliğinin tesbitinde bir ölçü olarak kullanılmaktadır. Yurdumuzda bağlarda sulama çoğunlukla karık usulüyle yapılmaktadır.
Ancak son yıllarda damla sulama ve sprink yöntemi ile bağların sulanması önem kazanmıştır.

Toprak İşleme
Kültür bitkileri içinde en fazla toprak işlemesi isteyen bitki asmadır.
Yıllık yağış miktarı düşük, buna karşılık sıcaklık toplamı yüksek olan bölgede toprak işlemesine gereken önem verilmelidir. Sonbaharda yaprak dökümünden sonra, budamadan önce yapılacak toprak işleme yabancı otlarla savaşımda ve kış yağmurlarının toprakta birikmesinde etkili olmaktadır.
Daha sonra biri budamadan sonra, bir de ilkbahar geç donlarından sonra yapılacak bir toprak işleme toprağın havalanmasını ve suyun toprakta muhafazasını sağlamaktadır. Bu sırada çapa ile boğaz açma ve boğaz köklerinin temizliği de önemli bakım işlerindendir.
Ayrıca tane bağlamadan sonra yapılacak toprak işlemesi ve çapa da yararlı olmaktadır.
Bağlarda yabancı ot için ilkbahar ve yaz aylarında 2-4 çapa yeterli olmaktadır.

Budama
Asmanın budanması çok bilgi ve beceri isteyen bir teknik iştir. Bu nedenle asmanın fizyolojisini ve budama esaslarını bilmek gerekir.
Aksi halde üzümün kalitesi düşmekte, verim azalmaktadır.
Ekolojik ve kültürel sebeplerin etken olduğu budamada esas, bir yıllık sürgünler üzerinde, üzüm çeşitlerine göre mahsuldar gözlerin yerinin bilinmesi şartı ile asmanın kaldırabileceği kadar verimli çubuk (göz) bırakmak ve lüzumsuz çubukları kesmektir.
Bölgemiz bağları genel olarak karışık budama şeklinde budanmakta ve şekil olarak da düzgün olmayan gobleyi andırmaktadır.
Budama zamanı olarak görülen en hatalı uygulama sonbaharda yapılan budamadır.
Bölgemizde budama ocak-şubat, hatta mart aylarında yapılması uygundur.
Budama şekli açısından hem daha yüksek bir verim ve kalite elde edilmesi, hem de özellikle boncuklanmanın önlenmesi açısından 5-8 göz üzerinden uzunlu kısalı karışık budamaya imkan sağlayan telli terbiye şekillerinden 60-80 cm gövde yüksekliğine sahip "guyot sistemi" ya da "guyot + T" terbiye şeklinin uygulanması önerilmektedir. üzüm Bir üzüm bir meyve, botanik a, dut arasında, her yıl yaprak döken odunsu üzüm ve çiçek açan bitki cinsi.
Üzüm sofralık üzüm olarak taze olarak yenebilir veya şarap, reçel, üzüm suyu, jöle, üzüm çekirdeği ekstresi, kuru üzüm, sirke ve üzüm çekirdeği yağı yapımında kullanılabilir.
Üzümler, genellikle kümelerde meydana gelen, iklimlendirici olmayan bir meyvedir.

Tarihçe
Evcil üzümün ekimi 6.000-8.000 yıl önce Yakın Doğu'da başladı.
En eski evcilleştirilmiş mikroorganizmalardan biri olan maya, üzüm derilerinde doğal olarak bulunur
ve şarap gibi alkollü içeceklerin keşfedilmesine yol açar.
İnsan kültüründe şarap yapımının baskın bir konumu için en erken arkeolojik kanıtlar 8.000 yıl önce Gürcistan’dadır.
Bilinen en eski şaraphane, MÖ 4000 civarında bulunan Ermenistan'da bulundu.
9. asırda By kenti Shiraz Ortadoğu'da en güzel şaraplarından bazılarını üretmek için biliniyordu.
Bu nedenle Syrah kırmızı şarabının ismini, İran’da üzümün Shirazi şarabı yapmak için kullanıldığı Şiraz kentinden almıştır.
Eski Mısır hiyeroglifleri mor üzüm yetiştiriciliği kaydedebilir ve geçmiş antik kanıtlıyor
Yunanlılar, Fenikeliler ve Romalılar yeme ve şarap üretimi için hem mor üzüm büyüyor.
Üzüm yetiştiriciliği daha sonra Avrupa'nın yanı sıra Kuzey Afrika ve nihayetinde Kuzey Amerika'daki diğer bölgelere de yayılacaktı.
Kuzey Amerika'da, Vitis cinsinin çeşitli türlerine ait yerli üzümler, kıtadaki vahşi doğada çoğalır ve birçok Yerli Amerikalı'nın diyetinin bir parçasıydı, ancak erken Avrupalı sömürgeciler tarafından şarap için uygun olmadığı düşünülüyordu.
19. yüzyılda, Ephraim Bull ait Concord, Massachusetts, yaban gelen ekili tohumlar Vitis labrusca üzüm oluşturmak için Concord üzümü ABD'de önemli bir tarımsal ürün haline gelecektir.
Açıklama Üzüm, 15 ila 300 kümelerde büyüyen ve koyu kırmızı, siyah, koyu mavi, sarı, yeşil, turuncu ve pembe olabilen bir meyve türüdür. "Beyaz" üzümler aslında yeşil renklidir ve evrimsel olarak mor üzümden elde edilir.
Beyaz üzümlerin iki düzenleyici genindeki mutasyonlar, mor üzümlerin renginden sorumlu olan antosiyaninlerin üretimini kapatır.
Mor üzümlerde daha büyük polifenol ailesinin antosiyaninleri ve diğer pigment kimyasalları, kırmızı şaraplarda değişen mor tonlarından sorumludur.
Üzümler tipik olarak prolate sferoide benzeyen elipsoid bir şekildir.

Dağıtım ve üretim
2012 yılında en çok üzüm üreten 20 ülke. Göre Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünyada 75.866 kilometrekare üzüm adanmıştır. Dünya üzüm üretiminin yaklaşık % 71'i şarap, % 27'si taze meyve ven % 2'si kuru meyve olarak kullanılmaktadır. Üzüm üretiminin bir kısmı, " ilave şeker içermeyen " ve "% 100 doğal" konserve meyveler için sulandırılacak üzüm suyu üretmeye gider. Bağlara tahsis edilen alan yılda yaklaşık% 2 artmaktadır. Ticari olarak yetiştirilen üzümler, amaçlanan tüketim yöntemine göre genellikle sofra veya şaraplık üzüm olarak sınıflandırılabilir: çiğ yenir (sofralık üzüm) veya şarap (şaraplık üzüm) yapımında kullanılır.
Hemen hemen hepsi aynı türe ait olsa da, Vitis vinifera, sofra ve şaraplık üzümlerin seçici üreme ile ortaya çıkan önemli farklılıkları vardır..
Sofralık üzüm çeşitleri, nispeten ince bir cilde sahip, büyük, çekirdeksiz meyveye (aşağıya bakınız) sahip olma eğilimindedir.
Şaraplık üzümler daha küçüktür, genellikle tohumlanır ve nispeten kalın kabuklara sahiptir (şarap yapımında istenen bir özelliktir, çünkü şaraptaki aromaların çoğu deriden gelir).
Şaraplık üzümler de çok tatlı olma eğilimindedir: Meyve suyunun ağırlıkça yaklaşık % 24 şeker olduğu zamanda hasat edilirler.
Karşılaştırıldığında, sofralık üzümlerden yapılan ticari olarak üretilen "% 100 üzüm suyu" genellikle ağırlıkça yaklaşık% 15 şekerdir.
Çekirdeksiz üzüm
Çekirdeksiz çeşitler artık sofralık üzüm ekimlerinin ezici çoğunluğunu oluşturmaktadır.
Üzümler vejetatif olarak kesimlerle çoğaltıldığından, tohum noksanlığı üreme için bir sorun oluşturmaz.
Bu, ya kadın ebeveyn olarak tohumlanmış bir çeşit kullanması ya da doku kültürü tekniklerini kullanarak geliştirme aşamasında erken embriyoları kurtarması gereken yetiştiriciler için bir konudur.
Tohumsuzluk özelliğinin çeşitli kaynakları vardır ve esasen tüm ticari çapalama makineleri bunu üç kaynaktan birinden alırlar:
Thompson Seedless , Russian Seedless ve Black Monukka, hepsi Vitis vinifera çeşididir .
Şu anda bir düzineden fazla çekirdeksiz üzüm çeşidi vardır.
Einset Seedless, Benjamin Gunnels'in Prime çekirdeksiz üzümleri, Reliance ve Venus gibi pek çok kişi, kuzeydoğu ABD ve güney Ontario'nun nispeten soğuk iklimlerinde özellikle sertlik ve kalite için yetiştirildi. Çekirdeksizliğin daha iyi yeme kalitesinin dengelenmesi, üzüm tohumlarının zenginleştirilmiş fitokimyasal içeriğinin sağladığı potansiyel sağlık yararlarının kaybıdır Kuru üzüm, kuş üzümü ve çekirdeksiz kuru üzüm Ana madde:
Üzüm Kuru üzüm Avrupa ve Kuzey Amerika'nın çoğunda, kuru üzüm "kuru üzüm" veya yerel eşdeğeri olarak adlandırılır. İngiltere'de üç farklı çeşit tanınmaktadır ve bu da AB'yi resmi belgelerde "kuru üzüm meyvesi" terimini kullanmaya zorlamaktadır. Bir üzüm bir kuru üzüm olup. İken üzüm bir Fransız olan loanword, Fransızca sözcük taze meyve anlamına gelir; grappe (İngiliz üzümünün elde edildiği) demet anlamına gelir ( une grappe de raisins'de olduğu gibi ). Bir üzümü kurutulmuş olan Zante Siyah Corinth üzüm, Fransız bir yolsuzluk olmanın adı Corinthe de kuru üzüm ( Corinth üzüm). Frenk üzümü aynı zamanda üzüm ile ilgisi olmayan iki meyveli frenk üzümü ve frenk üzümünden bahsetmiştir. Bir sultana aslında Türk menşeli Sultana üzümlerinden (ABD'de Thompson Seedless olarak bilinir) yapılan bir kuru üzümdü, ancak bu kelime artık geleneksel sultana benzemek için ağartılmış beyaz üzümlerden veya kırmızı üzümlerden yapılan kuru üzümlere uygulanmaktadır.
Meyve suyu
Üzüm suyu
Ana madde: Üzüm suyu Üzüm suyu, üzümlerin bir sıvı haline getirilmesinden ve karıştırılmasından elde edilir.
Meyve suyu genellikle mağazalarda satılır veya fermente edilir ve şarap, brendi veya sirke haline getirilir.
Pastörize edilmiş üzüm suyu, doğal olarak oluşan herhangi bir mayayı giderir, steril tutulursa fermente olmaz ve bu nedenle alkol içermez.
şarap, kağıt hamuru, derileri 7-23% içerir sapları ve tohumları sanayi, üzüm suyu genellikle "olarak anılır zorunluluk ". Kuzey Amerika'da en yaygın üzüm suyu mor ve Concord üzümlerinden yapılırken, beyaz üzüm suyu genellikle Niagara üzümlerinden yapılır.her ikisi de yerli Amerikan üzüm çeşitleri, Avrupa şarap üzümlerinden farklı bir tür. California'da, Sultana (orada Thompson Seedless olarak bilinir) üzümler bazen beyaz meyve suyu üretmek için kuru üzüm veya masa pazarından yönlendirilir.

BAĞLARDA İLAÇLAMA PROGRAMI
KIŞ İLAÇLAMASI
Mantari Hastalıklar İlk ilaçlama yaprakların %70-80 ‘i döküldüğünde %4 ‘lük, Diğer ilaçlama gözler uyanmadan önce %1-2 ‘lik Bordo Bulamacı; Göz taşı-Kireç karışımı veya hazır Bordo Bulamacı
GÖZLERİN UYANMA ZAMANINDA
Bağ Maymuncuğu Gözlerin uyanmaya başladığı dönemde, 25 asmada 10 zarar veya zararlı görülürse ilaçlama yapılır
SÜRGÜNLER
20-25 cm OLDUĞUNDA
Bağ Mildiyösü
Bağ Küllemesi
ÇİÇEK SONRASI
Taneler Saçma Büyüklüğünü Aldığında
Bağ Mildiyösü
Bağ Küllemesi
Salkım Güvesi
Kurşuni küf Çiçeklenme döneminde yağış oldu ise Kurşuni Küf için ilaçlama yapılır.
TANELER NOHUT BÜYÜKLÜĞÜNÜ ALDIĞINDA
Bağ Mildiyösü
Bağ Küllemesi
Salkım Güvesi
TANELERE BEN DÜŞME DÖNEMİNDE
Kurşuni Küf Ben düşmenin başlangıcında ve 10-15 gün sonra olmak üzere iki ilaçlama
Not: Bu dönemde külleme ve mildiyö belirtileri var ise bu hastalıklar için de ilaçlama yapılmalı, son ilaçlama ile hasat arasındaki süreye uyulmalı.
Salkım Güvesi