KAPARİ YETİŞTİRİCİLİĞİ
Fosfor, potasyum ve kalsiyumca zengin kalkerli ve killi toprakları seven ve
güneşten hoşlanan bir bitki olması nedeniyle, güneye bakan yamaçlarda
kendiliğinden yetişir ve iyi gelişir.
Capparaceae familyasından olan
gebereotunun Capparis spinosa ve Capparis ovata olmak üzere iki türü mevcuttur.
Kaparinin yetiştirilmesi kolay ve diğer türlere göre oldukça masrafsız.
Kapari
bitkisinin tarım ve tarım dışı alanlarda yetiştirilmesi önemli bir avantaj.
Bu
avantajdan siz de yararlanmak istiyorsanız , işte size kapari yetiştiriciliğine
ilişkin ipuçları.
Kapari bitkisinin arazinin bütününde kapama bahçe olarak ve
özellikle tarım dışı arazilerde yetiştirilebileceği gibi tütün, bağ, badem ağacı
aralarında, tarımsal-ormancılık amaçlı kurulan kızılçam ve fıstıkçamı
ormanlarında da yetiştirilebileceğini söylüyor uzmanlar ancak bitkinin
çeçeklenebilmesi için ışığa ihtiyaç duyduğunu da unutmamalısınız.
İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ
Kapari bitkisi yurdumuzun büyük bir bölümünde doğal olarak yetişmektedir.
Deniz
seviyesinden 2000 metre yüksekte bile görülmektedir(Karaman Göktepe
beldesi).
Kapari bitkisi özelliği gereği yaz sıcağının ve güneşin olduğu her
yerde yetişebilmektedir.
Mayıs-Ağustos ayları arasında yeterli sıcağı ve güneşi
bulduğu her yerde rahatlıkla yetişmektedir.
Yani kış soğuğunun önemi yoktur,çünkü
bitki kışın sadece toprak altında kalmaktadır.
Toprak üstü kısımları ekim ayından
sonra kurumakta ve nisan ayından itibaren tekrar yeşermeye başlamaktadır.
Sevmediği şey yüksek nem ve bol yağışlardır.
Yani kıyı Karadeniz bölgesi kapari
için uygun olmamaktadır.
Fosfor, potasyum ve kalsiyumca zengin kalkerli ve killi toprakları
seven,özellikle kıraç ve güneye bakan yamaçları sever.
Topraktaki tuz oranında
yüksek olmaması gerekmektedir.
ÜRETİM ŞEKLİ
Doğada kendiliğinden yetişmekte olan gebere otunun üretimi genellikle tohumla
olmaktadır.
Tohumlar Ağustos ve Eylül aylarında karpuzcuk şeklinde olan
meyvalardan elde edilir.
Karpuzcukların içindeki mercimekten küçük olgun
kahverengi tohumlar, suyla yıkanıp güneşte kurutulur.
Bu tohumlar, ince elekten
elenmiş eşit orandaki yanmış koyun gübresi, orman toprağı ve yıkanmış dere
kumundan oluşan harçla hazırlanan fidan yastığına Mart ayı sonunda ekilir.
Fidelik, topraktan 10-15
cm yükseklikte düz hazırlanacağı gibi, 15-20 cm mesafeli ve
10 cm derinlikte karıklar açılarak da hazırlanabilir.
Karık şeklinde hazırlanan fidelikte tohumlar karık sırtına ekilir ve karık içine
su verilir.
Yabancı ot ve mantari hastalıklardan korunmak için fidelik düzenli
olarak süzgeçle sulanmalı ve üzeri gerektiğinde plastik örtü ile örtülmelidir.
Tohumlar normal şartlarda 25-30 günde çimlenir.
Çıkıştan sonra yaz boyunca ot
alımı, sulama ve ilaçlama düzenli olarak yapılmalıdır.
Fideler, sürgünleri
kuruduktan sonra toprak seviyesinden Kasım-Aralık ayı içinde kesilip, kalan
kısmının üzeri toprakla örtülmelidir.
DİKİM
Kasım-nisan aylarında fidelikten sökülen fidanlar, sonbaharda derin sürüm
yapılan arazilere kasım ayından itibaren dikilebilir.
Dikim mesafesi 2X2 m
olmalıdır. Bu mesafelerde ve yaklaşık 20 cm derinlikte açılan çukurların dibine bir miktar
yanmış hayvan gübresi konulup toprakla karıştırıldıktan sonra fidanlar dikilir
ve sıkıştırılır(her çukura 1 ile 4 fidan dikilebilir).
Dikimden sonra fidanların üzeri toprakla kümbet
şeklinde örtülüp etrafı çanak şeklinde açılarak can suyu verilmelidir.
Usulüne
göre dikilen fidanlar o yaz 1 m'ye yakın sürgün verebilir. Bu sürgünlerde 10-15 kadar
çiçek tomurcuğu olabilir.
Birinci yıldaki fidanlara yaz aylarının çok kurak
geçmesi halinde su verilmelidir.
Sulamada, suyun gövdeye temasından
kaçınılmalıdır. Ayrıca böceklere karşı ilaçlama yapılmalıdır.
TOMURCUKLARIN TOPLANMASI
Kültür ortamında yetiştirilen kaparilerdenikinci ve
üçüncü yıldan itibaren tomurcuk elde ediliyor.
Ancak bitki tam verime dördüncü
yıldan itibaren ulaşıyor ve bitki başına 8-10 kg ürün alınıyor.
Doğal ortamda yetişen kapari köklerinden bir
kişi günde 10.kg tomurcuk toplayabiliyor.
Kültür alanında ise 20.kg.
Bir bitkiden 7-14 günde bir tomurcuk toplanabiliyor.
Mayıs-Ekim ayları arasında ortalama 20 hasat dönemi gerçekleşebiliyor.
En sıcak aylarda, en yüksek verim elde ediliyor.
En değerli olan küçük tomurcuk (5mm.altı) miktarı artıyor.
Bir uyarı
Toplama sıklığının çevre şartlarına ve gelişme seyrine göre belirlenmesi
gerekiyor.
Tomurcuklar toplanırken bitkinin dikenli olması
biraz rahatsızlık verebilir.
Tomurcuğun ucundan tutularak çekilmemesi konusunda
uyarıyor uzmanlar.
Çünkü bu durumda tomurcuğun ucunda çöpü kalıyor ki; bu da daha
sonraki işçilik maliyetini arttırıyor.
Toplanması gereken tomurcuklar, bağlı olduğu
saptan bükülerek alınmalıdır.
Tomurcukların sabah ve akşam serinliğinde
toplanması gerekiyor.
SAKLAMA
Toplanan çiçek tomurcukları, 5mm.altı/5-7mm./7-9mm./9-11mm./11-13mm olmak üzere
beş gruba ayrılıp %20 lik tuzlu suda ya da bir kat tomurcuk şeklinde katlanarak
muhafaza edilir.
Tomurcuklar bu şekilde salamurada bir yıl bekledikten sonra
satılabilmekte.
Suyun çok temiz olması, aranan ilk
şart.
Dinlenen tuzlu su, üzerindeki köpük alınıp dibinde biriken tortuyu
bulandırmadan başka bir kaba aktarılmalı.
Kapari tomurcukları, bu şekilde
hazırlanan suya yatırılmalı ve tamamen ıslanmaları sağlanmalı.
İtalya’da yaygın olan sistemle toplanan
tomurcuklar, plastik kaplarda veya tahta fıçılarda üzerine %15-20 deniz suyu
ilave edilerek saklanıyor.
Salamurada tomurcukların 7-8 gün kalması
gerekiyor.
Daha sonra salamuradan çıkarılan tomurcuklar, bir veya iki defa aynı
işleme tabii tutluyor.20 gün süren bu işlemler sırasında tomurcuklar sık sık
karıştırılıyor.
İspanya’daki uygulama daha farklı.
Tomurcuklar büyüklüğüne göre iki veya iç gruba ayrıldıktan sonra plastik
kaplardaki salamuraya alınır.
Sıkıca kapatılan kaplar 20-30 gün güneşte
bırakılır.
Ürün satılıncaya kadar yaklaşık 3-5 ay salamurada kalabilir.
Kapari çiçek tomurcuğu, ham olarak tüketilmez.
Çünkü tomurcuklarda %0.3 kadar gluko kaparinden kaynaklanan bir acılık vardır.
Salamuradan muhafaza edilmesiyle bu acılık azalır.
EROZYON KONTROLÜNDE KAPARİ
Kuraklığa dayanıklılığı ve toprak yüzeyini yayılarak örtmesi gibi özellikleriyle
kurak/yarı kurak step sahalardaki akan gevşek yamaçlarda, erozyonla mücadelede
büyük başarı elde ediliyor.
Bu nedenledir ki kapari, çöl bitkisi” olarak da
tanımlanıyor.
Ayrıca rüzgar erozyonuna açık alanlarda tesis edilen rüzgar
perdelerinde, toprak yüzeyini örten alt tabaka bitkisi olarak güvenle
dikilebilir.
Şayet eğimli veya dere boylarında arazileriniz varsa, erozyona
uğraması kaçınılmazdır. Bu tür arazilerde kapari dikimi gerçekleştirdiğiniz
takdirde hem siz kazanacaksınız, hem ülkemiz.
Çünkü erozyon, milli bir sorun.
Yalnız uzmanların bir uyarsı var:
Eğer kapariyi erozyonu önlemek için
dikiyorsanız biraz sıkça; yani 2x2 m. aralıklarda dikmeniz
gerekiyor. Fidan çukurlar ise30x30x40 cm olmalı ve her çukura 4 adet fidan
dikebilirsiniz(1 dekara 1000 fidan).
Kapari, geç tutuşan bir bitkidir. Bu
nedenle de orman yangınlarında, ormancıların dostu.
En kurak mevsimde yaz
günleri, yeşil kalması, toprak yüzeyini örterek ot vejetasyonunun gelişmesini
önlemesi ve rüzgâr akımlarını kesmesi nedeniyle yangına hassas bölgelerde
değerlendiriliyor.
Ancak ışık isteği de göz ardı edilmiyor ve yangın emniyet
şeritleri ile yol kenarlarında tercih ediliyor daha çok.
Amaç:”Bir taşla iki kuş
vurmak” Kapari ağaçlandırması ile hem erozyon felaketi önlenebilecek hem de
kapari tomurcuklarını toplayan halka gelir kaynağı yaratılarak gelir düzeyi
yükseltilip büyük bir sorun olan göçün önüne geçilebilecek.
Bahçenizi her ilaçlamanızda eğer sulama veya ilaçlama suyunuzun pH sı 8 - 8.5 ise muhakkak wet yayıcı yapıştırıcı kullanınız.
(Ülkemizin birçok yöresinde toprak ve su pH sı 8- 8.5 hatta 9 a kadar çıkmaktadır.)
Üretilen bütün ilaçlar 6 - 7 pH aralığına göre üretilmektedir.
En Kaliteli ilaçlar dahi 6 ila 15 dakika arasında, % 30 varan oranlarda etkisini kaybetmektedir. (Kesilmiş yoğurt örneği gibi)
Buda ilacınızın etkisinin azalmasına neden olacaktır.
Bu nedenle bizim tavsiyemiz holderinize, tankınıza veya sırt pompanıza,
Mümkün olduğunca hepsini bir arada kullanmaya çalışın, maliyetleri düşürün.
Her ilaçlamada gübre muhakkak kullanılmalıdır.
Gübreler bitkilerin strese girmesini önler. Bitkilerin mikro element ihtiyaçlarını karşılar.
Meyve tutumunu ve meyvelerin kalitesini arttırır.
Gübrelemede esas, toprak ve yaprak analizlerinin yapılmasıdır. Buna göre de eksikler giderilmelidir.