KUŞBURNU YETİŞTİRİCİLİĞİ
Yurdumuzun çeşitli yörelerinde doğal popülasyon halinde yaygın olarak bulunan
kuşburnu, içerdiği mineral madde ve vitaminler yönünden gıda ve ilaç sanayinde
aranan bir bitki durumundadır.
Kuşburnu meyveleri C,P (Permeabilite), A, B1, B2, E ve K vitaminleri ile mineral
maddelerden özellikle P ve K elementleri bakımından oldukça zengindir.
100 gr.
Kuşburnu da bir sandık portakala eş değer C vitamini vardır.
Kuşburnu meyvesi
limon ve domatesten 30-40 defa, elmadan ise 300 defa daha fazla vitamin
içermektedir.
Kuşburnu meyveleri marmelat, reçel, meyve suyu, bitkisel çay ve bebek
mamalarının yapımında; ayrıca C vitamini bakımından fakir olan diğer meyve ve
sebze sularının da vitamince zenginleştirilmesinde kullanılmaktadır.
Çiçek ve
yaprakları da bitkisel çay olarak değerlendirilmektedir.
Halen birçok Avrupa ülkesinde ilaç hammaddesi olarak değerlendirilen kuşburnunun
halk hekimliğinde böbrek ve mesane taşlarına, ishale, diş eti kanamalarına, yan
ve göğüs ağrılarına karşı kullanıldığı bilinmektedir.
Kökleri oldukça derine ulaştığından ve kuraklılığa dayanıklılığı nedeni ile
verimsiz alanların değerlendirilmesinde, erozyon kontrolünde, özellikle dikenli
tipler ise çit bitkisi olarak kullanılmaya çok uygundur.
Ayrıca, özellikle Rosa rugosa gibi türler park ve bahçelerde süs bitkisi olarak
değerlendirilebilir.
Ülkemizde kuşburnu bitkisine duyulan ilginin artmasına paralel olarak son
yıllarda kuşburnu mamülleri üreten gıda sanayi kuruluşlarının sayısı da
artmıştır.
Bu konuda ilk sırayı alan Tokat ilinin merkez ve ilçelerinde 4
büyük kuruluş kuşburnu mamülleri üretimi yapmaktadır.
Ne yazık ki, bu
kuruluşlar yeterli hammadde bulamamanın sıkıntısını çekmektedirler.
Örneğin; Tokat Merkez İlçede bulunan Dimes Gıda Sanayi 5 000 tona kadar
meyve işleme kapasitesine sahip olduğu halde, 1999 yılı içerisinde ancak 550 ton
meyve temin edebilmiştir.
Bu rakamlar dahi hammadde konusunda ki acil ihtiyacın
anlaşılması için yeterince bilgi vermektedir.
Mevcut sanayi kuruluşlarının ve halkın kuşburnu meyvesine olan talebi sonucunda
kuşburnu pazarları oluşmaktadır.
Ekonomik açıdan incelendiğinde gerek satış için
hazır Pazar imkanları ve gerekse yüksek satış fiyatı ile kuşburnu bitkisi dar
gelirli çiftçilerimizin en önemli gelir kaynağı olacaktır.
Gerek iç talebin karşılanması, gerekse ihraç imkanlarının arttırılması için bol
ve kaliteli kuşburnu meyvesine duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır.
Hali
hazırda bazı illerimizde kuşburnu bitkisi tohumla üretilerek erozyon kontrolünde
kullanırken, bazı illerimizde ise doğal popülasyonları, gül yetiştiriciliğinde
anaç olarak kullanılmak,yakacak temin etmek, arazi açmak gibi nedenlerle tahrip
edilmektedirler. Ayrıca bazı hastalık ve zararlılarda doğal kuşburnu
popülasyonlarında önemli kayıplara sebep olmaktadır.
Ülkemizde doğal popülasyon halinde bulunan değişik kuşburnu tiplerinin tespiti,
bunların muhafaza altına alınması, çeşitli kullanım amaçlarına uygunluk
durumlarının araştırılması, uygun görülen tiplerin meyveciliğe kazandırılması ve
çoğaltılması ülke ekonomisine katkılar sağlayacağı gibi, kırsal kesimde, iklim
ve toprak şartlarının ekonomik bir kültür tarımına uygun olmadığı yörelerimizde
ki halkımıza da yeni gelir kaynağı olanağı doğuracaktır.
Kuşburnu (Rosa spp) yetiştiriciliğine ilgi duyan çiftçilerimize gerekli olan
pratik ve teorik bilgilerin aktarımı amacı ile bu broşür hazırlanmıştır.
İKLİM İSTEKLERİ
Kuşburnu bitkisi deniz seviyesinden itibaren, 2 500 metre yükseklikteki yerlere kadar çok uzun bir
sahada yetişmektedir.
Yayılış alanından da anlaşılacağı üzere çok değişik extrem iklim şartlarına
karşı çok dayanıklı bir bitkidir.
Soğuğa karşı çok mukavimdir.
Mayıs – Haziran – Temmuz aylarında çiçek açtığı için donlardan zarar görmezler.
Yükseklere çıkıldıkça çiçeklenme zamanı gecikmekte ve meyve kalitesi
artmaktadır.
Kök sistemleri çok derine indiğinden kuraklığa karşı mukavimdirler.
En iyi gelişmeleri nehir kenarlarında olur.
Kış soğuklanma ihtiyacı yüksek olduğundan Akdeniz sahil kesiminde pek
bulunmazlar.
Özellikle vejetasyon döneminde ki yeterli yağış meyve iriliğini arttırmaktadır.
Açık arazide, güneşlenmenin yüksek ve bol olduğu yerlerde, güney marazlarda
meyve rengi ve iriliği ile birlikte meyvede ki C vitamini içeriği de
artmaktadır.
TOPRAK İSTEĞİ
Toprak konusunda seçici değildirler. Çok farklı yapılarda ki topraklarda
yetişebilmektedirler.
Kumlu topraklarda çok iyi gelişir.
Besin maddelerince zengin, gevşek topraklarda en iyi gelişimi gösterirler.
DÖLLENME BİYOLOJİSİ ve ÇİÇEK ÖZELLİKLERİ
Kuşburnular da haploid kromozom sayısı, n = 7’dir. Türlerin büyük bir kısmı
poliploittir.
Türler arasında kromozom sayısı 2n = 14 ile 2n = 42 arasında
değişmektedir.
Kuşburnu türlerinin büyük bir kısmı kendine verimlidir.
Kendilemede meyve tutum
oranları genelde % 40’ın üzerindedir.
Bu oran R. canina’da % 82,2, R.
rubiginosa’da % 84,9 gibi çok yüksek rakamlara ulaşır.
Ancak R. pandulina türü kendine kısırdır.
Serbest tozlamada meyve tutum oranı
çok yüksek olduğundan bahçe tesisinde karışık türlerin bir arada olması
istenmektedir.
Kuşburnu türlerinde çiçekler salkım şeklinde olup tek veya 2-15 tanesi bir arada
bulunur.
ÖNEMLİ NOT
Bahçenizi her ilaçlamanızda eğer sulama veya ilaçlama suyunuzun pH sı 8 - 8.5 ise muhakkak wet yayıcı yapıştırıcı kullanınız.
(Ülkemizin birçok yöresinde toprak ve su pH sı 8- 8.5 hatta 9 a kadar çıkmaktadır.)
Üretilen bütün ilaçlar 6 - 7 pH aralığına göre üretilmektedir.
En Kaliteli ilaçlar dahi 6 ila 15 dakika arasında, % 30 varan oranlarda etkisini kaybetmektedir. (Kesilmiş yoğurt örneği gibi)
BİTKİNİZE AÇ KARNINA İLAÇ VERMEYİN
BİTKİ BESLEME Bitki besini ile birlikte ilaç verin
Buda ilacınızın etkisinin azalmasına neden olacaktır.
Bu nedenle bizim tavsiyemiz holderinize, tankınıza veya sırt pompanıza,
TANK SIRALAMASI Sırasıyla (SIRALAMAYA BOZMAYIN)
1 |
PH DÜŞÜRÜCÜ- YAYICI YAPIŞTIRICI |
İlaçlama suyunun PH sını düşürür, ilacın bozulmasını önler.
İlaçlar bitkiye uygulandıktan sonra ilacın yaprağa yayılmasını sağlar, yapraktan akmasını önler.
|
2 |
ORGANİK GÜBRE |
Bitkinin düzgün ve dengeli beslenmesini sağlar. Meyvelerin albenili, parlak, renkli, iri, dayanıklı, sert, ağır, lezzetli ve hoş kokulu olmalarını sağlar.
|
3 |
İNSEKTİSİT |
BÖCEK İLACI
Zararlı dönemine göre, sayfanın en altındaki zararlılara karşı, bir ilaç kullanın. İlaçların kullanma - hasat sürelerine dikkat edin. |
4 |
FUNGUSİT
|
MANTAR İLACI
(Ayrı bir kapta karıştırdıktan sonra) Hastalık dönemine göre, sayfanın en altındaki zararlılara karşı, bir ilaç
kullanın. İlaçların kullanma - hasat sürelerine dikkat edin. |
5 |
DİĞER |
Teknik elemanlarımızca önerilen diğer iz elementler. |
Mümkün olduğunca hepsini bir arada kullanmaya çalışın, maliyetleri düşürün.
AŞAĞIDAKİ ÜRÜNLERİ HER SENE DÜZENLİ KULLANIN
KİREÇ ÇÖZÜCÜ |
Sezon başında kireçli topraklarda muhakkak kullanılmalı. Kılcal köklerin etrafını sarmış kireç kaymak tabakasını yok eder.
|
DÖNÜME 1 KG
damla sulama ile |
KÖKLENDİRİCİ |
Hücre bölünmesini hızlandırır. Dolayısıyla, bitkinin büyümesi ve gelişmesi de hızlanır.
Kök oluşumunu ve gelişimini hızlandırır.
Köklerİ kuvvetlendirir. Köklerin, özellikle uzunlamasına, büyümesi ve gelişmesi üzerine uyarıcı etkisi vardır.
|
|
ORGANİK GÜBRE
|
Çiçeklenmeden önce 1. uygulama,
meyve tutumunda 2. uygulama,
hasattan 45 gün önce 3. uygulama yapılır
Gereksinim duyulan bütün dönemlerde 300 gr / 100 lt su ile olmak üzere 2 uygulama.
|
200-300 |
DEMİRLİ GÜBRE
|
En sık görülen bitki besin noksanlığıdır.
Toprak olumsuzlukları bitkilerin, toprakta olan demiri kullanmasını engeller
Toprak analizlerini mutlaka yaptırın |
125-150 cc |
POTASYUMLU GÜBRE |
Ürünün RENK ve AROMA sını AĞIRLIK ve KALİTE sini İRİLİK ve SERT liğini belirleyen potasyumu yüksek oranda içerir.
Özellikle meyve ve sebze yapraklarında görülen yaprak kenarındaki kurumayı önler ve ürün artışını sağlar.
|
|
DAMLA SULAMA |
AZOT, FOSFOR, DENGELİ, POTASYUM
Her dönem düzenli kullanılmalı. Bitkinin NPK sı karşılanmalı
|
2-3 kg |
ÖN KARIŞIMLA KONTROL EDİNİZ
Her ilaçlamada gübre muhakkak kullanılmalıdır.
Gübreler bitkilerin strese girmesini önler. Bitkilerin mikro element ihtiyaçlarını karşılar.
Meyve tutumunu ve meyvelerin kalitesini arttırır.
Gübrelemede esas, toprak ve yaprak analizlerinin yapılmasıdır. Buna göre de eksikler giderilmelidir.
Gübrelemede esas, toprak ve yaprak analizlerinin yapılmasıdır. Buna göre
de eksikler giderilmelidir.
Çiçek rengi tür ve yetişme şartlarına göre beyaz, pembe, kırmızı ve
sarıdır.
Çiçeklerde 5 çanak, 5 taç yaprak ve çok sayıda erkek ve dişi organ
bulunur.
Çiçeklenme tür ve iklime bağlı olarak Nisan-Mayıs-Haziran aylarında
olmakta ve 15-25 gün sürmektedir. Meyveleri yalancı meyve olup, receptaculum
(çiçek tablası) içeri doğru çökerek ovaryumu az veya çok içeri
almıştır(Hypanthium).
Meyve şekli basık yuvarlaktan uzun eliptik şekle kadar değişmekte, sarı, turuncu
veya kırmızı renktedir. Meyveleri tür özelliğine ve bitkinin bulunduğu ekolojik
şartlara göre Ağustos ortası Ekim başı arasında olgunlaşır.
Kuşburnu çok uzun ömürlü bir bitkidir. Halen Almanya’da bir
kilisenin bahçesinde 300 yıllık olduğu sanılan kuşburnu bitkisinin bulunduğu
belirtilmektedir.
ÇOĞALTILMASI
Tohum İle Çoğaltma
Kuşburnu tohumları yüksek oranda Absisik asit (ABA) içerdiklerinden kolay
çimlenme göstermezler. Bazı kuşburnu türlerinde tohumla çoğaltmada çok az açılım
ortaya çıkmakta, dolayısı ile bu türlerin çoğaltılmasında tohumla çoğaltma
yöntemine baş vurulmaktadır.
Tohumlar ıslak nehir kumu içinde + 5 °C’ de 90-120 gün bekletilerek katlama
işlemine tabi tutulduğunda çimlenme oranında artış gösterir.
Konsantre H2SO4 (Sülfirik Asit) ile 5 dakika aşındırma işlemine tabi
tutulduğunda çimlenme oranında % 24-60 oranında artış gözlenmiştir.,
Yüksek oranda çimlenme elde edebilmek için meyveler sarımsı veya hafif kırmızıya
döndüğü dönemde toplanmalıdır. Meyvelerden çıkartılarak doğrudan araziye ekim
yapıldığında en uygun ekim zamanı Eylül sonu, en uygun ekim derinliği ise 2,5
cm’ dir.
Bir meyve içinde 20-40 adet tohum bulunmaktadır. Özellikle bazı türlerde ana
bitkiden çok farklı özelliklere sahip tipler ortaya çıktığından tohum ile üretim
istenmez. Tohum ile çoğaltılmış bitkiye fidan değil ancak çöğür denilebilir. Bu
şekilde elde edilmiş kuşburnu bitkisi ile bahçe tesisi ileriye dönük pek çok
problemi de beraberinde meydana getireceğinden bu tür uygulamalardan
kaçınılmalıdır.
Hollanda menşeili Rosa rugosa türünde tohumla çimlenme gücü çok yüksektir. Bu
şekilde elde edilmiş çöğürler özellikle park ve bahçe tanziminde kullanılmaya
çok uygundur. Rosa rugosa yöremizde mevcut Rosa Canina türüne göre farklı
özellikler göstermektedir.
Rosa rugosa Nisan sonunda başlayarak vegetasyon dönemi devam
ettiği sürece Kasım ayı dahil çiçeklenmeye devam etmekte, her yeni sürgünün
ucunda çiçeklenme ve tip özelliğine göre 1-15 adet meyve oluşturmakta, meyve
içinde 30-50 adet çekirdek bulunmaktadır.
Çelikle Çoğaltma
Çelikle üretim için Sonbahar sonunda veya kış başlangıcında bir yaşlı 6-9
mm çaplı dallar kesilmelidir. 15-20
cm uzunlukta kesilen çelikler demet halinde nemli kum veya
pist yosunu içinde tutulur. Bu çelikler önce nem geçirmeyen kağıda, sonra nemli
gazete kağıdına, daha sonra da nem geçirmeyen kağıda sarılarak buz dolabında
muhafaza edilir. Daha sonra ilk baharda köklendirmeye alınır. Aynı yıl süren
dalların kısmen sertleştiği devrede alınan yumuşak odunsu çekirdeklerde uygun
ortamlarda köklendirilebilir.
Kuşburnu türlerinde çelikten köklendirmede görülen zorlukların ortadan
kaldırılması daha doğrusu köklenme oranının arttırılması için çeşitli
hormonların köklenme üzerine etkisi kanıtlanmış ve pratiğe intikal etmiştir.
Çeliklerin köklendirilmesinde oksin grubunda yer alan IBA, IAA ve NAA gibi
hormonlar kullanılmıştır. çeliklerin köklendirilmesinde en iyi sonucu veren IBA
(İndole-3-Butyric Acid) olmuştur.
Çeliklere hormon uygulaması sonucunda köklenme oranı bakımından türler arasında
olduğu gibi aynı tür içerisine giren farklı tipler arasında da önemli farklar
ortaya çıkmaktadır.
Kuşburnular da dikensiz tiplerin köklenme oranları dikenlilere göre daha yüksek
olmaktadır. Diğer yandan çelik üzerinde göz sayısının artması da köklenme
oranını artırmaktadır.
Tokat çevresinde ki doğal floradan alınan kuşburnu çeliklerinin köklenmesi
üzerinde yapılan bir araştırmada, en yüksek köklenme oranı (% 48) 2000 ppm’lik
IBA uygulamasından elde edilmiştir.
Aşı ile Çoğaltma
Seleksiyon çalışmalarında bulunan tiplerin çoğaltılmasında ortaya çıkan
sorunların bertaraf edilebilmesi amacıyla, 1995 yılında Tokat Meyvecilik Üretme
İstasyonu Müdürlüğünde başlatılan “Çeşitli Kullanım Amaçlarına Uygun Kuşburnu
Tiplerinin Çoğaltılması Projesi” kapsamında 4 yıl süren çalışmalar sonucunda çok
başarılı sonuçlar elde edilmiştir.
Anaç materyali olarak gül yetiştiriciliğinde kullanılan dikensiz Rosa Multiflora
anacı kullanılmıştır. Böylece dikensiz tek bir gövde üzerinde, selekte edilen
tiplerden aldığımız gözlerle yaptığımız yongalı ve “ T “ göz
aşıları tekniği (Ek- 1,2) ile kuşburnu fidanları elde edilmiş ve seri üretime
geçilmiştir.
Doku Kültürü İle Çoğaltma
Rosa türleri meristem, anter, koltuk altı, sürgün ucu, kallus ve embriyo gibi
değişik doku kültürü yöntemleriyle çoğaltılabilmektedir.
Rosa türlerinde yapılan kallus kültüründe yeni meydana gelen bitkilerde sürgün
özelliği bakımından varyasyon ortaya çıkmış, ancak bitkilerin
kök yapıları ana bitkiye benzer bulunmuştur.
Rosa türlerinin doku kültürü ile çoğaltılmasında, büyümeyi düzenleyici
maddelerin değişik etkileri vardır. Yapılan çalışmalarda oksinler gurubundan en
çok NAA ile FAA, gibberellinlerden GA3, stokininlerden kinetin ile zeatin ve BA
kullanılmıştır.
Çoğaltmada 2 hormon kombinasyonu kullanıldığında köklendirme daha başarılı
olmaktadır. Türler ve çeşitlerin ortamdaki sitokinin ve oksine karşı farklı
farklı tepkileri tesbit edilmiştir. Stokininlerce zenginleştirilmiş bir gelişme
ortamında köklenme genellikle mümkün olmamaktadır. Rosa türleri köklenme için
hormonsuz veya düşük konsantrasyonlu oksin ve stokinin içeren bir ortama
transfer edilmelidir.
BAHÇE TESİSİ
Kuşburnu için çok farklı dikim mesafeleri önerilmektedir. Bunun sebebi her türün
farklı gelişim, dallanma ve habitüs oluşturmasından kaynaklanmaktadır.
Tavsiye edilen dikim mesafeleri 1x 1,5 - 1,5 x 2 – 3,5 x 1,2 – 3 x 2 – 3 x 3gibi
çok geniş bir aralık göstermektedir. Bu dikim mesafeleri göz önüne alındığında
dekara 111 - 667 adet fidan dikilebilmektedir.
Müessesemizde üretimine başladığımız aşılı kuşburnu fidanları kök sürgünü
vermediğinden ocak şeklinde değil, tek bir ana gövde üzerinde aşı yerinden
dallanma göstermektedir. Anaçlık tesisi için yaptığımız denemelerde sıra
aralarının traktörle sürülebilmesi için mesafeler 3 metre, sıra üzeri mesafeler ise
2 metre olarak belirlenmiştir. Bu durumda dekara 160 bitki
düşmektedir.
Kışı şiddetli geçen iklim bölgelerinde fidanların ilkbaharda dikilmesi daha
uygundur. Bu tarih şiddetli soğuk ve donlardan sonra, havaların yumuşamaya
başladığı ilkbaharın başlangıcı sayılan günlere rastlamaktadır. Esas itibariyle
fidan dikim dönemi, sonbaharda ağaçlar yapraklarını döktükten itibaren
başlayarak, tomurcuklar patlayıncaya kadar devam eder. İklim elverişli ise
fidanın sonbaharda dikilerek ilkbaharda vegetasyonun başladığı döneme yerine
adapte olmuş vaziyette girmesi en uygun durumdur.
Fidan dikilecek çukurlar sonbaharda yağışlardan önce açılarak toprağın
tavlanması ve havalanması sağlanmalıdır. Fidan dikilecek yerler 60 x 60
cm genişlik ve derinlikte açılmalıdır. Daha yüksek seviyede bitki besin elementi
ihtiva eden üstten çıkan toprağın, üzerinden bir yıl geçmiş yanmış çiftlik
gübresi ile karıştırılarak fidan çukurunun tabanına, alttan çıkan toprağın ise
çukurun üst kısmına konulmasına dikkat edilmelidir.
Fidan dikilirken aşı yerinin ve kök boğazının toprak seviyesinden yukarıda
kalmasına çok dikkat edilmeli, dikimden sonra çukurun etrafında çanak
oluşturularak fidan için gerekli suyun alınmasına yardımcı olunmalıdır.
Kuşburnu fidanları dikim esnasında hereğe gerek duymazlar. Fidanların dikiminden
sonra toprak iyice sıkıştırılarak hemen can suyu verilmelidir.
Meyve tutumunun artırılması için kapama kuşburnu bahçelerinin değişik türler ile
kurulması tavsiye edilmektedir.
VERİM
Birim alandan yüksek verim alınması seçilen tiplerin meyve irilikleri yanında,
bol çiçek ve meyve oluşturmasına bağlıdır. R. canina’dan geliştirilen kültür
çeşitlerinde meyve ağırlığının 8-10 g arasında olduğu belirtilmektedir. Yabani olarak
gelişen kuşburnu meyvelerinde ağırlığın 1,31-3,12g arasında
değiştiği bildirilmiştir. Doğal olarak yetişen kuşburnu bitkilerinden bitki
başına ne kadar meyve alınabileceğine dair sağlıklı bir
bilgiye rastlanmıştır.
Kültüre alınmış tiplerin verimi ile ilgili araştırma sonuçları da farklılıklar
göstermektedir.
Verim ile ilgili yapılan bir çalışmada dekara verim 520-1000 kg (Simenak, 1982; Kühn,1992)
diğer bir çalışmada dekara 160 bitki bulunduğunda dekara verim 270-425 kg (Berger, 1992) arasında
ölçülmüştür.
Çalı başına verim ile ilgili olarak yapılan bir araştırmada çalı başına verim 2-8
kg (Nitransky, 1974), diğer bir çalışmada 1.7-2.6 kg (Berger, 1992) arasında
bulunmuştur.
Aşılı kuşburnu fidanları ile oluşturduğumuz anaçlık parselinde üç yaşlı
fidanlarda yaptığımız ölçümde ise çalı başına verim 1.2-2.1 kg olarak tesbit edilmiştir.
YILLIK BAKIM İŞLEMLERİ
TOPRAK İŞLEME
Bahçe toprakları çok değişik amaçlarla işlenir. Genel olarak;
a)Bitkilerin su ve gıda maddelerine ortak olan yabani otları öldürmek,
b)Çeşitli gübrelerin toprağa karışmasını sağlamak,
c)Toprak verimliliğini artıran mikroorganizmaların faaliyetini artırmak,
d)Kök bölgesinin solunumunu, topraktaki besin maddelerinin çözünürlüğünü ve
toprağın havalanmasını temin etmek,
e)Yağmur, kar sularının toprak tarafından emilimini kolaylaştırmak, kurak
yerlerde ve meyilli arazilerde su kaybını en aza indirmek,
f)Toprakta kışlayan haşereleri yok etmek, şeklinde özetlenebilir.
Kuşburnu bahçelerinin sonbaharda toprak tavında iken iklim bölgesinin durumuna
göre Ekim-Kasım ayları içerisinde var ise traktörle 15-20 cm derinlikte pullukla işlenmesi
yoksa bel ile bellenerek alt üst edilmesi çok faydalıdır.
Bu şekilde işlenmiş
olan bahçelerde yağan yağmur ve kar suları, toprak tarafından çok iyi
tutulduğundan,fidanların gelişimi ve meyve verimi artmaktadır.
Özellikle fidanın gelişme dönemlerinde sıra aralarının pullukla sürülerek, sıra
üzerilerinin çapalanarak yabancı otlardan arındırılması fidanın sürgün verimini
teşvik eder.
SULAMA
Kuşburnu bitkisinde kök gelişimi çok iyidir. Kazık kökler çok derinlere kadar
ulaştığından kuraklığa çok dayanıklıdır.
Sulama olanaklarının uygun olduğu yerlerde, özellikle fidanların ilk bir kaç
yılında yağmursuz geçen vegetasyon dönemlerinde toprağın durumuna bakılarak
20-25 günde bir defa olmak üzere 4-5 defa sulama yapılması çok faydalı
olacaktır.
Yağışsız geçen dönemlerde, uygun zamanlarda yapılan sulamalar bitki gelişimini
ve meyve verimini olumlu yönde teşvik etmektedir.
GÜBRELEME
Uygun gübreleme, yeni sürgünlerin meydana gelmesini, bitki boyunu, meyve
iriliğini ve ağırlığını, çalı başına verimi ve meyve eti oranını önemli ölçüde
artırmaktadır.
Gübre uygulamasında hektara 40-45 kg N, 30-50 kg P205 ve 80 kg K20 veya hektara
250 kg 1,5: 1: 2,5 oranında kompoze gübre verilmektedir.
Tavsiye edilen gübre uygulaması ile çalı başına 4.66 kg olan verimin 7.58 kg’a yükseldiği tespit
edilmiştir.
BUDAMA
Kuşburnu bitkisi düzenli ve fazla budamaya ihtiyaç duymaz.
Özellikle ocak
şeklindeki bitkide dal seyreltme şeklinde hafif bir budama verim ve kaliteyi
artırmaktadır.
R. multiflora üzerine aşılı kuşburnu fidanlarında tek bir gövde üzerinde aşı
yerinden dallanmalar meydana geldiğinden bitkinin budama ile kontrol altına
alınması ve istenen şeklin verilebilmesi mümkündür.
Aşılı kuşburnu fidanları ile oluşturduğumuz anaç parselinde yaptığımız budamalar
ile bitkinin meyve veren dallarının güneşten daha çok istifade edebilmesi,
hasadının kolay olması için yan dallanmalar kontrol altına alınmıştır.
Özellikle R. canina gibi türlerde 2 yaşlı dallarda meyve oluşumunun söz konusu
olduğu unutulmamalıdır.
Budama sırasında yeni sürgünleri teşvik etmek amacıyla
yaşlı dallar dış kısma bakan gözlerin üzerinden uygun şekilde budanmalı,
dalların birbiri üzerine gelerek güneşlenme ve hasadı zorlaştırmasına müsaade
edilmemelidir.
Nadiren de olsa aşı gözünün altında anaçta oluşan sürgünler
kesilerek yok edilmelidir.
HASAT
Kuşburnu meyvelerinin hasadında özellikle vitamin C içeriğinin en yüksek olduğu
dönemler gözlenmelidir.
Meyveler en yüksek C vitamini oranına fizyolojik
olgunlukta ulaşmakta ve bu zaman genel olarak Eylül- Ekim aylarına denk
düşmektedir.
Bazı Rosa türlerinde ise fizyolojik olgunluk Temmuz-Ağustos aylarında
olmaktadır. Olgunlaşma bakımından Rosa canina türü içinde de
bir varyasyon mevcuttur.
R. rugosa türüne ait meyveler Ağustos sonunda toplandığında 1000 mg/100 g C
vitamini içerirken, Ekim ayında toplandığında 47 mg/100 g C vitamini
içermektedir.
R. tomantosa türüne ait meyveler Ağustos ayında toplandığında 950 mg/100 g, Ekim
ayında toplandığında ise 279 mg/100 g C vitamini
içermektedir.
Kuşburnu meyvelerinin olgunlaşması için geçen süre türlere göre
değiştiği gibi aynı tür içindeki tiplerde de değişiklikler göstermektedir.
Tokat yöresinden selekte edilen 95/22 nolu tipin meyvelerinin fizyolojik
olgunluğa erişmesi Ağustos ayı sonunda olurken, 95/9 nolu tipin meyveleri Eylül
ayı sonunda fizyolojik olgunluğa erişmiştir. Özellikle hasat ve işlemede
kolaylık sağlamak açısından farklı olum zamanlarına sahip kuşburnu tiplerinin
selekte edilerek çoğaltılması da ıslah çalışmalarında çok önemli bir yere
sahiptir.