MOLIBDENLİ & Gübreler
Gübreler, kaliteli ürünlerin garantisidir
Molibden, amino asitlerin oluşturulmasında önemli olan enzimlerin bir kofaktörüdür ve nitrojen metabolizmasında rol oynar.
Molibden, nitrat redüktaz enziminin (nitratın indirgenmesi için gereklidir) ve nitrojenaz enziminin (biyolojik nitrojen fiksasyonu
için gereklidir) bir parçasıdır. Molibden noksanlığınin bir sonucu olarak azalmış üretkenlik , genellikle bu enzimlerin bir veya
daha fazlasının azalmış aktivitesiyle ilişkilidir.
Bitkiler için gerekli besin elementleri arasında toprakta en düşük miktarda bulunan molibdendir.
Normal bir tarım toprağının alınabilir molibden kapsamı çok kaba bir ortalama olarak 0.2 ppm kadardır.
Bununla birlikte bitkilerin molibden gereksinimleri çok düşük olduğundan, çoğu toprakta bulunan molibden miktarı
bitkilerin gereksinimini karşılamaya yeterli olmaktadır.
Bu nedenle bitkilerde molibden noksanlığı sık görülen bir durum değildir.
Ancak asit topraklar (pH 5.5'den küçük) üzerinde yetiştirilen bitkilerde kimi hallerde molibden noksanlığı görülmektedir.
Bitkide 0.1 ppm Mo bulunması bitki için yeterli olmaktadır.
Bazı bitkilerin molibden ihtiyaçları nispeten daha yüksektir.
Her şeyden önce, dikotiledon bitkilerin molibden gereksinimleri monokotiledonlara göre daha yüksektir.
Dikotileton bitkiler içerisinde Cruciferae familyası bitkilerinin, özellikle karnabahar molibden gereksinimleri yüksektir.
Marul, ıspanak, domates, pancar ve turunç türleri de molibdene karşı duyarlılıkları yüksek bilinirler.
Baklagil bitkilerinin kökler simbiyotik yaşayan Rhizobium bakterilerinin molibden gereksinimlerinin yüksek oil nedeniyle baklagil
bitkileri için de molibdenin önemi yüksektir.
Tahılların molibden; kabiliyetleri
yüksek olduğundan, bu bitkiler molibden noksanlığına fazla duyarlı değillerdir.
Molibden noksanlığı nitrat asimilasyonunu engellediği için molibden
noksanlın da ortaya çıkan arazlar azot noksanlığı belirtilerine benzer.
Yaşlı
yapraklar sararır. Ancak azot noksanlığından farklı olarak, yaprak kenarlarında
çabucak nekrozlar oluşur.
Bunun nedeni ise nitrat birikmesidir.
Yaprak aya
genişliği azalır ve değişik şekilli yaprak oluşur.
Örneğin orta damar büyümeye
devam etmesine karşın, yaprağın geri kalan kısımlarında büyüme olmaz ve ince
uzun kamçı gibi yapraklar oluşur.
Karnabaharda buyi konisinde nekrozlar oluşur ve bu bölge olur, dolaysıyla
baş oluşmaz.
Narenciye yapraklarında damarlar arasında başlangıçta hafif sarı renkli,
sonraları kahverengi nekroz dönüşen lekeler oluşur ve buna sarı benek hastalığı
denilir.
Molibden noksanlığı asit topraklarda görüldüğü, çoğu kez mangan ve
alüminyum toksisitesi He birlikte görülür.
Asit topraklarda görülen molibden noksanlığı genellikle kireçleme ile
giderilir.
Kireçleme ile toprağın pH'mm yükselmesine paralel olarak toprakta
bulunan molibden alınabilirliği de artar.
Eğer toprak pH'mm yükseltilmesine
gerek duyulmuyor ve bu nedenle kireçleme yapılmayacak ise, molibden gübrelemesi
gerekli olabilir.
Molibden gübrelemesi daha çok yaprak gübrelemesi yoluyla
yapılır.
Toprağa yapılacak gübrelemek için gayet az miktarda sodyum molibdat
veya amonyum molibdat tuzları kullanılabilir.
Örneğin fide yetiştiriciliği için 1 metreküp harca 2-3 gr tarla bitkileri, sebze ve meyve
yetiştiriciliğinde 15 - 20 g yeterlidir.
Bu miktar, diğer gübrelerle
karıştırılarak verilebilir
Molibden bitkiler tarafından molibdat (MoO4) iyonu şeklindealınır.
Asit
tepkimeli topraklarda bitkilerin Mo alımı azdır.
pH’nın yükselmesiyle alım
artar.
Fosfor genellikle Molibden alımını arttırır.
Bitkilerin Molibden içerikleri kuru madde ilkesine göre genelde 1 mg/kd’
den daha azdır.
Buna karşın bitkilerin Molibden alma kapasiteleri öteki mikro
elementlerle karşılaştırıldığında daha yüksektir.
Azotun bitkiler tarafından alımı ve kullanımında etkilidir.
Demir ve
fosforun kullanılmasında rol oynamaktadır.
Bitkilerde nitratın azota (nitrojen)
indirgenmesi ve azotun sabitlenmesi fonksiyonlarına sahiptir.