Ürünler Yetiştiricilik Süs bitkileri Yet Hastalıklar Zararlılar İletişim
Bitkilerin, Tüm Besin İhtiyaçlarını Karşılayan En Kaliteli Gübrelerin Toptan Satışı
ORGANİK MEYVE YETİŞTİRİCİLİĞİNİN TEMEL ESASLARI

Organik Tarım, doğadaki dengeyi koruyan, toprak verimliliğinde devamlılığı sağlayan, hastalık ve zararlıları kontrol altına alarak doğadaki canlıların sürekliliğini oluşturan, doğal kaynakların ve enerjinin optimum kullanımı ile optimum verimlilik alınan bir sistemdir.

Organik Meyve Yetiştiriciliğinin Temel Esasları

Organik meyve yetiştiriciliğinde amaç, uzun yıllar boyunca bilinçsiz toprak işleme uygulamaları, gereğinden fazla kullanılan sentetik kimyasal gübre ve bitki koruma ilaçları nedeniyle oluşan çevresel sorunların giderilmesi ve kirlenmemiş alanların korunmasını sağlamaktır. Bu amaç gerçekleştirilirken doğal kaynaklar ve enerji optimum kullanılır ve modern yetiştiriciliğin bir çok imkanından yararlanılır.

Dünyada organik yetiştiricilik giderek artmaktadır. 2000 yılında 86, 2008 yılında 154, 2009 yılında ise 160 ülkede organik yetiştiricilik yapılmaktadır. 1999 yılında dünyada organik üretim alanı (geçiş süresi dahil) 11 milyon ha iken, 2008 yılında 35,2 milyon ha’a, 2009 yılı itibariyle ise 37,2 milyon ha’a yükselmiştir. Türkiye’de ise organik üretim alanı (geçiş süresi dahil) yaklaşık olarak 2002 yılında 90.000 ha iken 2010 yılında ise % 566 artarak 510.000 ha olmuştur.

Organik meyvelerin, üretimi sırasında kullanılan zirai mücadele preparatları ve bitki besin materyalleri yönüyle, özellikle insan sağlığını tehdit etme noktasında konvansiyonel üretime göre bir takım üstünlükleri vardır.

Örneğin organik yetiştiricilikte bitki besin kaynağı olarak daha çok organik kökenli preparatlar kullanıldığından, toprağın organik maddesi konvansiyonel yetiştiriciliğe göre daha yüksek olur. Böyle topraklarda bitkilerin ihtiyacından fazla azot bulunmaması nedeniyle bitkilerde nitrat birikimi daha az olmaktadır.

Organik meyve yetiştiriciliğine fidan aşamasından başlanması istenen bir durum olmasına rağmen, konvansiyonel üretim yapılan bahçelerin de organik üretime geçmesi mümkündür. Bunun için belirli bir geçiş süreci uygulanır.

Yetkilendirilmiş kuruluş arazinin önceki yıllardaki kullanım durumu, yapılan uygulamalar, bölgedeki genel durum ve yetiştirilen ürünler, risk durumları, konu ile ilgili müteşebbis kayıtları ve raporlarının incelenmesi neticesinde mevcut yönetmeliğe göre normalde 3 yıl olan geçiş sürecini uzatabilir ya da 24 aydan daha az olmamak şartı ile kısaltabilir.

Dünyada organik meyve yetiştiriciliği, organik üretimdeki artışa parelel olarak sürekli bir artış göstermektedir. 2005 yılında 293.735 ha alanda organik meyve ve bağ yetiştirilirken 2008 yılında % 73 artışla 508.651 ha alanda üretim yapılmıştır. Bazı organik meyve üretim alanları ve toplam organik meyve üretimalanına oranları çizelgede gösterilmiştir.

Kaliteli organik ürünün yetiştirilmesi yanında pazarlaması da çok önemlidir. Dünya organik ürün pazar değeri 1999 yılında 15.2 milyar $ iken, 2009 yılında 54,9 milyar $’a ulaşmıştır. Türkiye’de iç pazar hariç organik pazar değerleri incelendiğinde; 1998 yılında 19 milyon $ olan ihracat değeri 2009 yılında yaklaşık % 42 artarak 27,5 milyon $ olmuştur. Bu artış oranı dünyadaki organik pazar artışından çok daha azdır.

Organik Meyve Yetiştiriciliğinin Genel Kuralları

• Bu yetiştiricilik sistemi mutlaka organik tarım ile ilgili mevcut yönetmeliğe uyularak yapılır.

• Organik tarım faaliyetleri, müteşebbis ile yetkilendirilmiş kuruluş arasında imzalanan sözleşmeye dayalı olarak yürütülür. Yetkilendirilmiş kuruluş sözleşme yaptığı müteşebbisi belirlenen süre içerisinde (mevcut yönetmelikte en geç 45 gün) veri

YEAST Factory
Turn-Key DOTP Plant
 sistemine kayıt etmek ve bakanlığa bildirmek zorundadır.

• Organik tarım faaliyetlerinin tüm aşamaları kayıt altına alınarak izlenebilirlik temin edilir.

• Kısmen veya tamamen GDO’ lardan elde edilen, GDO içeren veya GDO’ lardan oluşan bitki koruma ürünleri, gübreler, toprak düzenleyiciler, tohumlar, mikroorganizmalar organik tarımda kullanılamaz.

• Arazinin bütün bölümlerinin organik üretim için kullanılmadığı yerlerde, müteşebbis organik birimler için kullanılan araziyi ve ürünleri ayırır ve bu ayrımı gösterecek kayıtları düzgün bir şekilde tutar.

• Organik tarımda yenilenemez kaynakların ve çiftlik dışı girdilerin kullanımı minimum düzeyde tutulur.

• Bitkisel ve hayvansal orijinli ürünlerin ve atıkların (ör: budama artıkları)

Üretilen Organik meyve Alan (ha) Organik meyve alanı içindeki oranı (%)

Tropik ve Subtropik meyveler 140.723 27,7

Turunçgiller 57.631 11.3

Yumuşak Çekirdekli meyveler 43.234 8,5

Sert Çekirdekli Meyveler 35.804 7,0

Üzümsü meyveler (Çilek) 31.285 6,2

Bağ 150.543 29,6

ORGANİK MEYVE YETİŞTİRİCİLİĞİNİN TEMEL ESASLARI

tarımsal faaliyette girdi olarak kullanmak üzere geri dönüştürülmesi sağlanır

• Organik tarımsal üretim ile ilgili kararlarda yerel ve bölgesel ekolojik dengenin dikkate alınması gerekir.

• Organik tarımda topraksız tarıma izin verilmez

YETİŞTİRİCİLİĞE BAŞLAMA

Organik meyve yetiştiriciliği yönetmelikte belirtilen kurallara uymak kaydıyla tüm ülkede uygulanabilir. Müteşebbis öncelikle, kontrol ve sertifikasyon kuruluşuna veya kontrol kuruluşuna başvurur. Organik tarım faaliyetleri bireysel olarak yapılabildiği gibi, üretici grubu ile de yapılabilir. Müteşebbis organik tarım faaliyetini üretici grubu ile yapıyorsa, her üretici ile sözleşme imzalamak zorundadır. Bu durumda, müteşebbis üretici grubu adına yetkilendirilmiş kuruluş ile sözleşme yapar. Bu üretici grubu içinde yer alan çiftçi müteşebbis olarak değerlendirilir ve bir kod verilerek kayıt altına alınarak bakanlığa bildirilir.

Çevre kirliliğinden şüphe duyulan alanlarda organik tarım yapılıp yapılmayacağına, kontrol veya kontrol ve sertifikasyon kuruluşu tarafından karar verilir. Eğer uygun bulunursa müteşebbis ile yetkilendirilmiş kuruluş arasında sözleşme yapılır ve müteşebbis geçiş sürecine alınır.

GEÇİŞ SÜRECİ

Geçiş süreci yönetmelikte belirtilen süre kadardır (mevcut yönetmelikte üç yıldır ve sürenin tamamlanmasında hasat tarihi göz önüne alınır). Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu, arazinin önceki yıllardaki kullanım durumu, yapılan uygulamalar, bölgedeki genel durum ve yetiştirilen ürünler, risk durumları, konu ile ilgili müteşebbis kayıtları ve raporlarının incelenmesi neticesinde geçiş sürecini uzatabilir ya da kısaltabilir. Bu süre yönetmelikte belirtilen miktardan daha az (mevcut yönetmelikte 24 ay) olamaz.

KONTROL VE SERTİFİKASYON

Organik üretimin en büyük özelliği, her aşamasının kontrollü olması ve ürünün sertifikalandırılmasıdır. Yönetmelik hükümlerine göre, ürünün güvence altına alınmasındaki iki temel unsur kontrol ve sertifikasyondur.

MEYVECİLİK ARAŞTIRMA İSTASYONU MÜDÜRLÜĞÜ

Kontrol ve sertifikasyon işlemi, aynı kuruluş tarafından yapılabileceği gibi ayrı ayrı kuruluşlar tarafından da yapılabilir. Müteşebbisler yaptıkları organik faaliyetler ile ilgili her türlü bilgi ve belgeleri, sözleşmeli olduğu kontrol veya kontrol ve sertifikasyon kuruluşuna vermekle yükümlüdür. Bu bilgi ve belgeler kuruluş tarafından kayıt altına alınır. Kuruluş yılda en az bir defa haberli veya habersiz olarak işletmeyi yerinde kontrol eder. Kontrol işlemi sırasında kontrolör, bağlı bulunduğu kontrol veya kontrol ve sertifikasyon kuruluşunun organik tarım faaliyetlerini içeren kendi kontrol formlarını doldurur. Kontrolör, yaptığı kontrole dair sonuçları içeren bir belge düzenleyerek müteşebbise verir ve bu belge müteşebbisçe saklanır.

Sertifikasyon, bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu işletmenin, organik ürünün ve girdinin geldiği aşamanın belgelendirilmesidir. Sözleşme yapılan müteşebbise yetkilendirilmiş kuruluş tarafından yapılacak ilk kontrole müteakip uygun görülmesi halinde yetkilendirilmiş kuruluş tarafından organik tarım müteşebbis sertifikası ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak üretilen ürünlere ürün sertifikası verilir (Örnek: Organik elma ve geçiş sürecindeki kiraz sertifikası).

Kontrol ve sertifikasyon kuruluşları Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından denetlenirler.

Kontrol ve sertifikasyon, organik tarımın önemli basamaklarından biridir. İç ve dış piyasalarda bir ürünün organik olarak satılabilmesi için organik ürün sertifikasına sahip olması gerekir. Sertifika sistemi, ürünlerin organik üretim standartlarına göre üretildiğinin, işlendiğinin ve paketlendiğinin garantisidir.

ÜRETİM MATERYALİ

Organik meyve yetiştiriciliğinde kullanılacak fidan (tohum anaçlı ya da klon anaçlı), organik materyallerden elde edilmiş ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak üretilmiş olmalıdır. Organik fidanın piyasada bulunmaması halinde, organik tarıma geçiş sürecindeki materyallerden, bunun da mümkün olmadığı durumlarda konvansiyonel üretim alanındaki materyallerin (anaç/çeşit) kullanımına izin verilir. Organik tarımda GDO’lu çoğaltım materyalleri kullanılamaz.

TOPRAK KORUMA, HAZIRLAMA VE GÜBRELEME

• Organik meyve yetiştiriciliğinde toprağın verimliliği ve biyolojik aktivitesi aşağıda belirtilen yöntemlerle sağlanır.

• Gereksiz ve toprakta erozyona neden olacak şekilde toprak işleme yapılamaz.

• Çok yıllık ekim rotasyon programı içerisinde yeşil gübreleme önerilir.

• Yılda dekar başına en fazla 17 kg saf azotu geçmeyecek şekilde organik hayvansal üretimden elde edilen gübre kullanılmalıdır.

• Kompost aktivitasyonu için, genetiği değiştirilmemiş uygun bitki bazlı preparatlar veya mikroorganizma preparatları kullanılır.

Organik bitkisel üretim yapılacak alanlarda, belirtilen önlemlere rağmen yeterli toprak verimliliği ve biyolojik aktivitenin sağlanamaması halinde, ilgili yönetmeliğin Ek-1’inde yer alan Organik Tarımda Kullanılacak Gübreler, Toprak İyileştiriciler ve Besin Maddeleri kullanılır. Bu kapsamda ürün kullanılmasının gerekli olduğuna dair kayıtların müteşebbis tarafından tutulması gerekir.

ORGANİK TARIM BİTKİ KORUMA

• Organik meyve yetiştiriciliğinde, hastalık, zararlı ve yabancı otların mücadelesinde aşağıdaki hususlar dikkate alınır.

• Hastalık ve zararlılara dayanıklı tür ve çeşit seçimi yapılır.

• Uygun ekim nöbeti hazırlanır ve uygun toprak işleme yöntemleri uygulanır.

• Kültürel, biyolojik ve biyoteknik mücadele metotları uygulanır.

• Bitki hastalık, zararlıları ve nematodlar ile yabancı otlara karşı yukarıda belirtilen hususların uygulanamaması veya yetersiz kalması halinde bu Yönetmeliğin Ek-2 bölümünde belirtilen girdiler kullanılır.

• Tuzak ve yayıcılarda kullanılan ürünler için, feromon yayıcılar hariç, tuzak ve/veya yayıcılar bu maddelerin doğaya salınmasını ve yetiştirilen ürünle temasını engelleyecek şekilde olur. Tuzaklar kullanıldıktan sonra toplanır ve imha edilir.

• Organik tarımda kullanılmasına izin verilen pestisit ve benzeri maddelerin ruhsatlandırılmasında 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri geçerlidir.

ORGANİK TARIM SULAMA

Organik meyve yetiştiriciliğinde sanayi ve şehir atık suları ile drenaj sisteminden elde edilen drenaj suları kullanılamaz, gerekli hallerde suyun uygunluğuna yetkilendirilmiş kuruluş tarafından yapılacak kontrollerde karar verilir. Sulama suyu çevre kirliliğine, toprak yapısında bozulmaya ve erozyona yol açmamalıdır.

ORGANİK TARIM HASAT

• Organik meyve yetiştiriciliğinde hasat kuralları aşağıda belirtilmiştir.

• Organik ürünlerin hasadında kullanılan teknik araç ve gereçlerin ekolojik tahribat ve kirlilik oluşturmaması gerekir.

• Elle toplama, materyalleri ürünün organikliğini bozmayacak yapıda olmalıdır. Toplama materyalleri hijyenik olmalıdır.

• Müteşebbislerin organik olmayan ürünlerle olası karışma ve değişmelere karşı gerekli önlemleri almalıdır.

• Organik ürünlerin tanımlanması sağlanabiliyorsa organik olmayan ürünlerle aynı zamanda hasat edebilirler.

• Müteşebbis ürünlerin hasat günleri, saatleri, devreleri, kabul tarih ve zaman bilgilerine ait kayıtları tutmalı ve yetkilendirilmiş kuruluşa vermelidir.

Sonuç ve Öneriler

Ülkemiz, toprak yapısı ve ekolojisi bakımından geniş alanlarda organik meyve yetiştirme imkanına sahip durumdadır. Bunun yanında coğrafi anlamda AB ülkelerine yakın olması organik pazar potansiyelini de arttırmaktadır. Organik meyve yetiştiriciliğin yeterince gelişememe sebeplerinden bazıları; kullanılan bitki besleme ve zirai mücadele preparatların rekabet piyasası oluşmamasından dolayı daha pahalı satılması, arazilerin küçük olması, fazla teknik destek talep edilmemesi sonucu hatalı uygulamalar, gerek girdi kullanımı gerekse pazarlama konusunda birlikte hareket edilmemesi olarak gösterilebilir. Organik yetiştiriciliği daha fazla teşvik ederek, bölgelere göre uygun ürün desenini belirleyerek, küçük alanlarda değil de birlik içerisinde daha geniş alanlarda ve teknik destek alarak kaliteli organik meyve üretimi yapılması halinde öncelikle AB ülkeleri başta olmak üzere dünya piyasalarında önemli bir pazar imkanına sahip olabiliriz.