Botanik - yağı emen bitki sporları
Birleşik Krallık'taki araştırmacılar, bitki sporuna mikrokapsülleri modifiye
ederek kendi ağırlıklarının üç buçuk katına kadar yağ emebilme kabiliyetini,
yağda basit bir karıştırma işlemi ile kazandırarak doğal yağ atığı temizleme
malzemeleri olma potansiyeli verdiler.
Hull Üniversitesi'nden Grahame Mackenzie ve Hull'da formasötik, gıda, kozmetik
ve kişisel bakım endüstrileri için mikrokapsülleme işleri ile uğraşan
Sporomex'teki meslektaşları Lycopodium clavatum isimli bitkinin sporlarının dıştabakasını ekstrakte ettiler, basit ve zehirsiz bir işlem kullanarak içerideki
maddeleri çıkardılar ve yüzeydeki fonksiyonel grupları değiştirerek sporu daha
lipofilik hale getirdiler.
Sonra mikrokapsülleri yağ su emülsiyonu içine
koydular, el ile 15 saniye çalkaladılar ve mikrokapsülleri süzerek yağsız bir
örnek elde ettiler.
Mikrokapsüller, petrolü geri kazanma etkinliği açısından bir
değişme olmaksızın iki veya üç defa kullanılabilir, bunun sebebi olarak çalışma
ekibi spor duvarlarındaki sporopollenin polimerinin yüksek dayanımını
gösteriyor.
Mackenzie, “Geleneksel yöntemlere, örneğin faz ayırma kâğıdı veya basit çözücü
ekstraksiyonu gibi yöntemlere göre avantajımız emülsiyonun kabuklarla basitçe
karıştırılması ve süzülmesidir, bu da çok hızlı bir işlemdir” diyor.
Diğer yağ
iyileştirme yöntemleri ile karşılaştırıldığında, sporların doğal bir malzeme
olduğunu belirten Mckenzie, onların aynı zamanda çok sert ve sabit bir hacme
sahip malzemeler olduğunu ve bu yüzden kolayca süzülebildiğini söylüyor.
Sporopollenin bileşiğinin çok elastik olduğu bilindiğinden grup, uzun süreli
sürtünme koşulları altında mikrokapsüllerden yağın dışarı çıkıp çıkmayacağını
test etti.
Grubun bulgularına göre, yağın kısa süreli periyotlarda yavaşça
dışarı salındığı görüldü, bunun anlamı da mikrokapsüllerin farmasötik ve
kozmetik endüstrilerinde taşınım araçları olarak kullanılabileceğidir.
ABD'deki Stony Brook Üniversitesi'nden Miriam Rafailovich, “Zehirli çözücüler
kullanılmadan sporları boşaltma yeteneği büyük bir devrimdir” diyor.
Ancak,
şöyle devam ediyor: “Bu sporlar ilk halleri ile allerjen olabileceği için bu
işlenmiş kapsüllerin daha yüksek organizmalar ile etkileşimlerinin test edilmesi
gerekecek.”
Mackenzie, bir dezavantaj olarak sporların “yüksek maliyeti ve büyük ölçekte
kullanılabilirliğinin olmamasını” gösteriyor, ancak “araştırmaların devam
ettiğini ve uygulamaların çeşitli firmalar tarafından incelendiğini” de
ekliyor.
Paris'teki College of France'nin malzeme ve biyoloji takımından Thibaud
Coradin, bu çalışma hakkında şöyle görüş bildiriyor: “Bu yaklaşım,
biyokapsüllerin gelecekteki tanımlanması ve işlenmesi için son derece ümit
verici olacaktır.”